- Ceza Dairesi 2021/268 E. , 2021/2272 K.
“İçtihat Metni”
Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Gaziantep 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.11.2018 tarih ve 2017/471 – 2018/341
sayılı kararı
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : Sanık hakkında TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 62/1, 53/1-2-3, 58/9, 63
maddeleri uyarınca verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği
düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan
incelemede;
Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek
görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği,
örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt
üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve
talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur.
Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik,
çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi,
meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik,
çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt
üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini,
ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi
eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir.
Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun
bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir
örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye
olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir.
Kuruluş, amaç, örgüt yapılanması ve faaliyet yöntemleri Dairemizin 2015/3 Esas sayılı kararında anlatılan ve
nihai amacı, Devletin Anayasal nizamını cebir ve şiddet kullanarak değiştirmek olduğu anlaşılan FETÖ/PDY
terör örgütünün başlangıçta bir ahlak ve eğitim hareketi olarak ortaya çıkması ve toplumun her katmanının
büyük bir kesimince de böyle algılanması, amaca ulaşmak için her yolu mübah gören, fakat sözde
meşrutiyetini sivil alanda dinden, kamusal alanda ise hukuktan aldığı izlenimi vermek için yeterli güce
ulaşıncaya kadar alenen kriminalize olmamaya özen göstermesi gerçeği nazara alındığında; örgütün
kurucusu, yöneticileri ve örgüt hiyerarşisinde üçüncü veya daha yukarı katmanlarda yer alan mensuplarının
zaman sınırlaması olmaksızın örgütün nihai amacından haberdar oldukları yönünde kuşku bulunmamakta ise
de, bir ve ikinci katmanlarda yer alanlar açısından; Devletin her kurumuna sızan mensupları vasıtasıyla kişi
ve kurumlara yönelik, örgütün gerçek yüzünü ortaya koyan operasyonlara başlandığı, bu yapının kamuoyu ve
medya tarafından tartışılır hale geldiği, üst düzey hükümet yetkilileri ve kamu görevlileri tarafından yapılan
açıklamalarda “paralel yapı” veya “terör örgütü” olduğuna ilişkin tespitler ve uyarıların yapıldığı, Milli
Güvenlik Kurulu tarafından da aynı değerlendirmelerin paylaşıldığı süreçten önce icra edilen faaliyetlerin,
nitelik, içerik ve mahiyeti itibariyle silahlı terör örgütünün amacına hizmet ettiğinin somut delil ve olgularla
ortaya konulmadıkça örgütsel faaliyet kapsamında kabul edilemeyeceği değerlendirilerek;
1- Oluş, sanık savunması ve dosya kapsamına göre;
Sanığın süreklilik gösteren savunmalarında özetle; “FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün görünen yüzü ortaya
çıktıktan sonra örgüt ile irtibatını kestiğini” söylemesi, bu beyanlarının dinlenen bir kısım tanık beyanları ile
doğrulanması nazara alındığında; suç tarihi itibariyle herhangi bir örgütsel kod adı ve iletişim ağı kullandığı
saptanamayan sanığın, dosya kapsamına göre de terör örgütü FETÖ/PDY’nin görünen yüzü ortaya çıktıktan
sonra örgüt hiyerarşisine dahil olduğunu gösterir somut eylemlerinin de ortaya konulamaması karşısında
hakkında TCK’nın 30/1 maddesi hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışmasız
bırakılması,
2- BDDK’nın 29.05.2015 tarihli kararı ile temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi Tasarruf
YARGITAY KARARI, 16. Ceza Dairesi 2021/268 E., 2021/2272 K., 23-03-2021 T.
26.06.2021 (2021) 16. Ceza Dairesi 2021/268 E., 2021/2272 K., 23-03-2021 T.
Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen ve 22 Temmuz 2016 tarihli kararı ile de 5411 sayılı Bankacılık
Kanununun 107. maddesinin son fıkrası gereğince faaliyet izni kaldırılıncaya kadar yasal bankacılık
faaliyetlerine devam eden, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı Asya Katılım Bankası AŞ’de
gerçekleştirilen mutat hesap hareketlerinin örgütsel faaliyet ya da örgüte yardım etmek kapsamında
değerlendirilmeyeceği, örgüt talimatı doğrultusunda, örgüte yarar sağlamak amacıyla hesap açma
işlemlerinin yapıldığının ortaya konulması gerekliliği karşısında;
Suç tarihi itibariyle Gaziantep Ticaret odası başkan yardımcısı olarak görev yaptığı belirlenen sanığın
savunmalarında ısrarlı bir şekilde yargılamaya konu olan “Gaziantep Ticaret Odasına ait 500.000 TL’nin
kendisinin isteği ve talimatı dahilinde örgütle iltisaklı Bankasya’ya yatırılmadığını” ifade etmesi karşısında,
özellikle bu olaya ilişkin olarak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Kurulu Başkanlığının başlattığı
idari tahkikatta dinlenen …. ….. isimli kişilerin tanık olarak beyanlarına başvurularak “yargılamaya konu
paranın sanığın isteği ve talimatı üzerine Bankasya’ya yatırılıp yatırılmadığının, kuşkuya yer olmayacak
şekilde tespitine çalışılması, şayet mahkeme kabulünde de belirtildiği üzere söz konusu paranın örgütün
talimatı doğrultusunda örgüte yarar sağlamak amacıyla sanık tarafından yatırılmasının sağlandığının
belirlenmesi halinde sanığın dosya kapsamına yansıyan eylemlerinin örgüte yardım suçunu oluşturacağının
gözetilmemesi,
3-Kabul ve uygulamaya göre de;
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme, örgüte üye olma, üye olmamakla birlikte örgüt adına suç
işleme veya örgüte bilerek isteyerek yardım etme suçlarında etkin pişmanlık şahsi cezasızlık veya cezadan
indirim yapılması gereken haller olarak kabul edilmiştir.
Amaç suçun işlenişine iştirak etmeksizin, hakkında bir soruşturma başlamadan önce örgütten gönüllü olarak
ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi halinde (221/2 m.), hakkında soruşturma başladıktan sonra, gönüllü
olarak teslim olup, yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi (221/4 m. ilk cümle),
verilen bilgilerin samimi ve örgütlü suçlarla mücadelede yararlı olması halinde, sanık yakalandıktan sonra
pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının önemli ölçüde yakalanmasını sağlamaya elverişli
bilgi vermesi halinde (221/3 m.), sanık hakkında şahsi cezasızlık nedeni uygulanacaktır.
Amaç suça elverişli vahim nitelikte sayılan eylemler gerçekleştirilmeden yakalanan, örgüt kuran, yöneten,
örgüte üye olan, üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek isteyerek yardım
edenlerin örgütün yapısı ve faaliyetleri hakkında bilgi vermesi halinde cezadan indirim yapılacaktır (221/4.
fıkra 2. cümle).
Sanığın savcılıkta alınan beyanları etkin pişmanlık kapsamında vermiş olduğu ve duruşmalarda tekrar ettiği
bilgilerin örgütte geçirdiği süre ve konumuna uygun, samimi ve yeterli olduğu görülmekle TCK’nın 221/4
maddesi gereğince dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun bir şekilde ceza indirimi yapılması gerekirken
yeterli olmayan gerekçe ile hakkında karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebepten dolayı
hükmün CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019
tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın
Gaziantep 8. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4.
Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.03.2021 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.
Subscribe
Login
0 Yorum
Oldest