Boşanma Avukatı

Boşanma, Medeni Hukuk içerisinde yer alan Aile Hukuku’nun en önemli konuları arasındadır. Bu hukuk dalının en önemli ayağı ise konunun uzmanı olan bir boşanma avukatı ile çalışmaktır. Aile ve Boşanma Davaları nişanlanma, evlenme, boşanma, nafaka, velayet ve ziynet eşyası gibi birçok konuyu kapsamaktadır. İyi bir boşanma avukatı Aydın birazdan aşağıda maddeler halinde bahsedeceğimiz konulara hakim ve sorulara cevap verebilecek düzeyde tecrübeli olmalıdır.

Son dönemde ülkemizde boşanma davalarının sayısında ciddi düzeyde bir artış yaşanmaktadır. Bunun sosyal, bireysel ve birçok etkene bağlı olduğu görülmektedir. Covid 19 Pandemisi süreci de bu artışta önemli bir etkendir ve belirli bir paya sahiptir.  Boşanma davalarında çiftler, süreci kolaylıkla yönetebilme ve bir hak kaybına uğramama adına uzman bir boşanma avukatı Aydın ile çalışmak istemektedirler.

Aile, toplumun temel yapı taşıdır ve Anayasal koruma altındadır. Hukuk sistemimiz, medeni kanun ile aile kavramına ve ailenin korunmasına çok önem vermektedir. Boşanma davalarında önemli olan; sürecin sadece bir boşanma davası açma ya da boşanma ile sonuçlandırma olmadığı çok açık ve nettir. İşte bu nedenle aile ve boşanma davalarında süreç çok önemlidir. Boşanma avukatı yeterli bilgi ve donanıma sahip olmalıdır. Olayla ilgili araştırmayı çok iyi yapmalı ve haklarınızı en iyi şekilde gözetecek şekilde bir plan çıkarmalıdır. Avukatınız sizin için izlenecek en iyi hukuki yolu seçmelidir.

Boşanma Davası Nedir?

Boşanma, evlilik birliğinin mahkeme kararıyla sonlandırılmasıdır. Boşanma evlilik birliğinin kurulması aşaması olan nişanlanma, nikah kıyma, düğün, sonrasında nafaka, velayet gibi konuları da kapsayan Aile Hukuku’nun bir dalı ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen bir konudur. Evlilik birliğinin sonlandırılması amacıyla açılan davaya “boşanma davası” denilmektedir.

Boşanma davası, TMK hükümleri gereğince evli olan kadın ve erkeğin kanunda sayılan bir sebebe bağlı olarak evlilik akdini sona erdirmek amacıyla açtıkları bir dava türüdür.

Boşanma davası, genel anlamda az kusurlu olan tarafın açtığı bir dava olup, ilerleyen aşamalarda diğer taraf buna, karşı dava açmak suretiyle cevap verip davanın her iki taraf bakımından devamını sağlamak mümkündür.

Boşanma Davası Nasıl Açılır?

Boşanma davası, Davacı kişinin yerleşim yerindeki Aile Mahkemesi’nde açılır.Dava, boşanmaya ilişkin hazırlanan Dava Dilekçesi’nin, ilgili Aile Mahkemesine sunulması suretiyle açılır ve Davalı karşı tarafa tebliğ edilerek yargılamada Dilekçeler Aşamasına geçilmiş olur. Yargılama süreci dilekçeler aşaması tamamlanıncaya kadar duruşmasız ilerler ve Mahkeme “Tensip Zaptı” düzenleyerek yapılması gerekenler bakımından her iki tarafa bunu tebliğ eder. Sonrasında süreç 6100 sayılı HMK hükümleri kapsamında duruşmalı ilerler ve sonuçlanır.

Boşanma Davası Açarken Nelere Dikkat Etmek Gereklidir?

Boşanma davası açılmasında bazı hususları göz önünde bulundurmak gerekir:

  • Boşanma davasını, karşı tarafla evliliğinin devamını çekilmez gören Taraf açmalıdır. Bu çekilmezlik hayatın birlikte devamı bakımından olmalı ve karşı tarafın bu yönde eylemleri var olmalıdır.
  • Boşanma genel anlamda kanunda boşanma sebebi teşkil edecek bir kusur haline bağlı olarak açılmalıdır.
  • Boşanma bakımından kanuni gerçekler belli olmalı ve bu gerekçelere dair yeterli delil toplanmış ve elde olmalıdır.
  • Kadın ve erkek için boşanma bakımından farklı sebepler belirlenmemiştir. Boşanma sebepleri 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda belirlenmiştir. Aldatma, küçük düşürücü suç işleme, hayata kast, haysiyetsiz yaşam sürme, terk, akıl hastalığı ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması gibi sebepler ispat edilmesi halinde her iki eş için de boşanma sebebidir.
  • Boşanma, TMK’da sayılan sebeplere bağlı olarak hakim kararıyla gerçekleşen bir ailevi durumdur. Kişinin medeni halinde değişikliğe neden olur. Kanunda sayılan sebeplerin ispatı mümkün olmazsa ve karşı taraf da boşanmak konusunda Davacı eşin iradesiyle uyumlu bir beyanda bulunmazsa boşanma gerçekleşmeyebilir. Bu nedenle dava açılırken dayanılan boşanma sebepleri bakımından Dilekçenin buna uygun  düzenlenmesi ve buan göre dava açılması gerekir.
  • Boşanmanın fer’i sonuçları olan mal paylaşımı, çocukların velayeti, nafaka konuları da boşanma sürecinde etkileyen ve belirleyen olgulardır. Bunlara dair süreci iyi çalışmak ve avukatınızla birlikte analiz etmek gereklidir.

Başarılı Aydın Boşanma Avukatı

Boşanma, bir hukuk davasıdır ve dava süreci tamamen avukatın performansına göre şekillenir.

Avukatın yetkinliği, dilekçe hazırlama ve yazılan dilekçelere cevap verme kapasitesi ve hukuk davaları konusundaki uzmanlığı davanın seyrinde belirleyicidir.

Bu nedenle özellikle Aydın boşanma avukatı seçerken ve davanızın takibini beklerken avukatın süreçteki rolünü dikkate almak haklarınızın korunmasında önem arz etmektedir.

Boşanma davaları, savunma görevi yapan avukatlar bakımından özel ihtisas gerektiren ve deneyime ihtiyaç duyan kendine has bir dava türüdür. Aile hukuku alanında boşanma davaları, sonuçları itibariyle çocuk ve malvarlığı bulunması halinde her iki eş bakımından daha da önemli bir dava türü haline gelmektedir.

Diğer yandan var olan yasal süreler, hak kaybına sebep olması bakımından ve iddiaların ispatı yönüyle de önem taşıdığından ayrıca davanın işleyişindeki usul ve yöntemleri bilmek ve buna göre yargılamayı sürdürmek gerektiğinden Avukat takibi önem taşımaktadır.

Boşanma davası sonrasında, karşı dava açılması, boşanma gerekçelerinin hukuka uygun bir şekilde sunulması, velayet hakkı, nafaka bağlanması, mal rejimine tabi malvarlığına ilişkin davalar yönüyle konu hakkında deneyimli ve hukuki bilgisi yeterli bir avukatın hukuki yardımı ile boşanma sürecini takip etmek gerekmektedir.

Boşanma davası süreçleri kendine özgüdür ve her ilişkinin niteliğine göre öncesi ve sonuçları itibariyle başka davaların da açılarak sürecin devam ettirilmesini gerektirebilir. Sonrasında mal paylaşımı, velayet vb. davaları da boşanma davasını tamamlayıcı ancak ona eklemlenen ayrı davalardır.

En iyi Aydın boşanma avukatı, haklarınızı bilen ve dava sürecini en iyi takip eden ve işlem basamaklarını atlamayan avukattır. Yerli yerinde ve zamanında dosyaya müdahil olmak ve iddia ve savunmaları tam ve eksiksiz yapmak da önemlidir.

Boşanma konusunda uzun yıllara dayanan deneyimlerimiz, Yargıtay kararları ve aile hukuku konusunda literatüre olan hakimiyetimiz ve son yargı kararları ışığında aile hukuku kapsamında boşanmaya ilişkin var olan son ve güncel kararlar ışığında size hukuki yardım sunmaktayız.

Boşanma avukatı seçerken avukatın boşanma konusundaki deneyimi, alandaki bilgi düzeyi ve boşanma davaları bakımından süreçlere ve davanın aşamalarına dair yetkinliği önem taşımaktadır.

Boşanma davaları bakımından AKBULUT HUKUK BÜROSU olarak uzman avukat kadromuzla hizmet sunmaktayız. Siz de Aydın’da boşanma avukatı arıyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz!

Hasta hakları nedir?

Sağlık hizmetlerinden faydalanma ihtiyacı olan fertlerin, sırf insan olmaları sebebiyle sahip bulundukları ve T.C. Anayasası, Milletlerarası Antlaşmalar, kanunlar ve diğer mevzuat ile teminat altına alınmış bulunan hakları ifade eder.

Dünya Sağlık Örgütü, uluslararası düzeyde faaliyette bulunan diğer sağlık örgütleri ve birçok ülke, sağlıklı olmayı temel insan haklarından saymaktadırlar.

Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan 1998 tarihli Hasta Hakları Yönetmeliği’nde kabul edilmiş olan hasta hakları şöyledir.

Hasta, adalet ve hakkaniyet ilkeleri çerçevesinde sağlıklı yaşamanın teşvik edilmesine yönelik faaliyetler ve koruyucu sağlık hizmetleri de dâhil olmak üzere, sağlık hizmetlerinden ihtiyaçlarına
uygun olarak faydalanma hakkına sahiptir.

Hasta, sağlık hizmetlerinden nasıl faydalanabileceği konusunda bilgi isteyebilir.

Hasta; tabi olduğu mevzuatın öngördüğü usul ve şartlara uyulmak kaydı ile sağlık kurum ve kuruluşunu seçme ve seçtiği sağlık kuruluşunda verilen sağlık hizmetinden faydalanma hakkına
sahiptir.

Hastaya talebi halinde, kendisine sağlık hizmeti verecek veya vermekte olan tabiplerin ve diğer personelin kimlikleri, görev ve unvanları hakkında bilgi verilir.

Sağlık kuruluşunun hizmet verme imkânlarının yetersiz veya sınırlı olması sebebiyle sağlık hizmeti talebi zamanında karşılanamayan hallerde, hastanın, öncelik hakkının tıbbi kriterlere dayalı ve
objektif olarak belirlenmesini istemek hakkı vardır.

Hasta, modern tıbbi bilgi ve teknolojinin gereklerine uygun olarak teşhisinin konulmasını, tedavisinin yapılmasını ve bakımını istemek hakkına sahiptir.

Teşhis, tedavi veya korunma maksadı olmaksızın, ölüme veya hayati tehlikeye yol açabilecek veya vücut bütünlüğünü ihlal edebilecek veya akli veya bedeni mukavemeti azaltabilecek hiçbir şey
yapılamaz ve talep de edilemez.

Ötanazi yasaktır. Tıbbi gereklerden bahisle veya her ne suretle olursa olsun, hayat hakkından vazgeçilemez. Kendisinin veya bir başkasının talebi olsa dahi, kimsenin hayatına son verilemez.

Hasta; sağlık durumunu, kendisine uygulanacak tıbbi işlemleri, bunların faydaları ve muhtemel sakıncaları, alternatif tıbbi müdahale usulleri, tedavinin kabul edilmemesi halinde ortaya çıkabi-
lecek muhtemel sonuçları ve hastalığın seyri ve neticeleri konusunda sözlü veya yazılı olarak bilgi istemek hakkına sahiptir.

Hasta, sağlık durumu ile ilgili bilgiler bulunan dosyayı ve kayıtları, doğrudan veya vekili veya kanuni temsilcisi vasıtası ile inceleyebilir ve bir suretini alabilir.


Hastanın mahremiyetine saygı gösterilmesi esastır. Hasta, mahremiyetinin korunmasını açıkça talep de edebilir. Her türlü tıbbi müdahale, hastanın mahremiyetine saygı gösterilmek suretiyle
icra edilir.

Sağlık hizmetinin verilmesi sebebiyle edinilen bilgiler, kanun ile müsaade edilen haller dışında, hiçbir şekilde açıklanamaz.

Tıbbi müdahalelerde hastanın rızası gerekir. Hasta küçük veya kısıtlı ise velisinden veya vasisinden veya vasisinden izin alınır. Hastanın, velisinin veya vasisinin olmadığı veya hazır bulunamadığı veya hastanın ifade gücünün olmadığı hallerde, bu şart aranamaz.

Klinik veya laboratuvar muayeneleri sonucunda bilinen klasik tedavi metotlarının hastaya fayda vermeyeceğinin sabit olması ve daha evvel deney hayvanları üzerinde kâfi derecede tecrübe edilmek suretiyle faydalı tesirlerinin anlaşılması ve hastanın rızasının bulunması şartları birlikte mevcut olduğunda, bilinen klasik tedavi metotları yerine başka bir tedavi usulü uygulanır. Ayrıca, bilinen klasik tedavi metodu dışındaki bir metodun uygulanabilmesi için, hastaya faydalı olacağının ve bu tedavinin bilinen klasik tedavi usullerinden daha elverişsiz sonuç vermeyeceğinin muhtemel olması da şarttır.

Gebeliğin sona erdirilmesi, 2827 sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun ile öngörülen şartlara tabidir. Sterilizasyon ve gebeliğin sona erdirilmesi hallerinde, hastanın rızası ile evli ise eşinin
de rızası gereklidir.

Hiç kimse; Bakanlığın izni ve kendi rızası bulunmaksızın, tecrübe, araştırma veya eğitim amaçlı hiçbir tıbbi müdahale konusu yapılamaz.

Herkesin; sağlık kurum ve kuruluşlarında güvenlik içinde olmayı bekleme ve bunu istemek hakları vardır.

Sağlık kurum ve kuruluşlarının imkânları ölçüsünde hastalara dini vecibelerini serbestçe yerine getirebilmeleri için gereken tedbirler alınır.

Hasta, kişilik değerlerine uygun bir şekilde ve ortamda sağlık hizmetlerinden faydalanma hakkına sahiptir.

Muayene ve tedavi sırasında hastaya yardımcı olmak üzere; mevzuatın ve kurum imkânlarının elverdiği ve hastanın sağlık durumunun gerektirdiği ölçüde; tedaviden sorumlu olan tabibin uygun görmesine bağlı olarak, refakatçi bulundurulması istenebilir.

Her birey, hızlı ve önceden belirtilen süre içerisinde gerekli tedaviyi alma hakkına sahiptir. Bu hak, tedavinin her aşaması için geçerlidir. Doktorlar hastalarına bilgi verme süresi dâhil olmak
üzere yeterli zaman ayırmalıdır.

Hastanın ve hasta ile ilgili bulunanların, hasta haklarının ihlali halinde, mevzuat çerçevesinde her türlü müracaat, şikâyet ve dava hakları vardır.

Hastalar, bir hasta hakkı ihlali olduğunu düşünüyorsa, bizzat telefonla veya internet üzerinden doğrudan Sağlık Bakanlığı’na veya hasta hakları birimlerine müracaatta bulunmaktadır. Bu birimler, yaptıkları inceleme neticesinde, bir hasta hakkı ihlali varsa, öncelikle sorunu yerinde çözmeye çalışmakta; mümkün değilse, kurulda incelemeye almaktadır. İnceleme sonucunda bir hasta hakkı ihlali tespiti yapılırsa, bu durum başhekimliğe bildirilerek gereğinin yapılması istenmektedir.

AYDIN GAYRİMENKUL AVUKATI

Aydın gayrimenkul avukatı, mülk satışları, kiralamalar, ipotek işlemleri, tapu sorunları gibi gayrimenkul ile ilgili hukuki iş ve işlemlerde müvekkillerini temsil eder. Gayrimenkul hukuku, özellikle Aydın gibi büyük ve karmaşık emlak piyasasına sahip şehirlerde, geniş ve detaylı bir uzmanlık alanını ifade eder. Bu avukatlar, gayrimenkul alımlarından inşaat anlaşmazlıklarına kadar çeşitli konularda danışmanlık ve dava hizmeti sunar.

Gayrimenkul Davalarına Bakan Avukatlar Aydın

Aydın’da bir gayrimenkul avukatının varlığı, müvekkillerin hukuki haklarının korunmasında hayati bir rol oynar. Yatırımcılar, inşaat şirketleri, mülk sahipleri ve kiracılar için rehberlik eder ve potansiyel riskleri azaltırlar. Karmaşık yasal süreçleri yönetebilmek için gerekli uzmanlığa sahiptirler. Onların hizmetleri sadece anlaşmazlık anlarında değil, aynı zamanda önleyici hukuki danışmanlık ile de risklerin en aza indirilmesine yardımcı olur. 

Gayrimenkul avukatları, alım-satım işlemlerinden inşaat hukukuna, kira anlaşmazlıklarından tapu işlemlerine kadar bir dizi önemli alanda görev yaparlar. Bu görevler şunlardır:

Müvekkillerin gayrimenkul mevzuatı hakkında bilgilendirilmesi ve işlemlerinin yasal düzenlemelere uygun olmasını sağlamak. 

Satış vaadi, kira sözleşmesi, kat karşılığı inşaat sözleşmesi gibi çeşitli gayrimenkul sözleşmelerinin hazırlanması ve detaylı bir şekilde gözden geçirilmesi. 

Tapu devir işlemlerinin yürütülmesinde rehberlik etmek ve varsa anlaşmazlıkları çözmek. 

Müvekkillerin menfaatlerini korumak adına gayrimenkul davalarında onları mahkemede temsil etmek. 

İmar planlarında yapılacak değişikliklerin incelenmesi ve izinlerin alınmasında yardımcı olmak. 

Gayrimenkul avukatlarının sunduğu hizmetler, müvekkillerin yasal riskleri en aza indirmelerine ve daha bilinçli kararlar almalarına olanak tanırken, aynı zamanda onları hukuki süreçlerde zorlu ve karmaşık durumlar karşısında destekler.

Taraflar arasındaki diyaloğu kolaylaştırarak, anlaşmazlığın mahkemeye taşınmadan çözüme ulaştırılması için arabuluculuk hizmetleri sunar. Eğer anlaşmazlık mahkeme aşamasına ulaşırsa, avukat yasal süreçlerin yönetimi ve mahkemede etkili savunma yapma görevini üstlenir. 

Anlaşmazlığa yol açan sözleşmelerin detaylı incelemesini yapar ve ileride benzer sorunların önlenmesi için gerekli sözleşme değişikliklerini önerir.

Aydın Tapu Avukatı

Aydın’da gayrimenkul alım satım işlemleri söz konusu olduğunda, tapu avukatının önemi tartışılmaz. Bir tapu avukatı, müvekkilleri için tapu ve kadastro işlemlerini hukuki açıdan temsil etme, yönlendirme ve danışmanlık yapma rolünü üstlenir. Tapu avukatı, tapu sicili kayıtlarını detaylı bir şekilde inceleyerek, gayrimenkulün geçmişteki tüm işlemlerinin yasal olduğunu ve herhangi bir hukuki problem olmadığını teyit eder.

Gayrimenkulu etkileyebilecek ipotekler, şerhler ve diğer yükümlülükler konusunda ayrıntılı bir araştırma yaparak, alım-satım işlemlerinde müvekkilin haklarını korur. Tapu avukatı, satış vaadi sözleşmesinden tapu devir sözleşmesine kadar tüm hukuki belgeleri hazırlar ve müzakerelerde müvekkilin menfaatlerini en iyi şekilde koruyacak şekilde inceleyip düzenler. Satış işlemi sırasında tapu dairesindeki işlemlerin tam ve doğru şekilde yürütülmesini sağlamak için tüm süreç boyunca avukatın etkin bir takip yapması gerekir.

Tapu avukatının görevleri arasında ayrıca, imar durumu gibi gayrimenkulle ilgili diğer önemli konularında danışmanlık yapmak ve müvekkilleri bu konularda bilgilendirmek yer alır. Aydın gibi büyük ve karmaşık gayrimenkul piyasasına sahip bir şehirde, tapu avukatlarının uzmanlığı ve tecrübesi müvekkiller için paha biçilemez bir kaynaktır.

Uyuşturucu Avukatı

Günümüzde uyuşturucuya ilişkin suçlar ceza davalarında en sık görülen suçlardandır. Uyuşturucu suçlarına ilişkin soruşturma ve kovuşturma aşamaları hukuki bilginin yanında uyuşturucu maddelere ilişkin teknik bilgi de gerektirir. 

Uyuşturucu Avukatı Nedir?

Avukatlık mesleğinde branşlaşma olmamakla beraber çoğu avukat belli başlı davalarla ilgilenerek uzmanlaşır. Uyuşturucu avukatı da uyuşturucu ve uyarıcı maddelerden kaynaklanan ceza davalarında uzmanlaşmış avukattır. 

Uyuşturucu Avukatı Ne İş Yapar?

Uyuşturucu avukatı, uyuşturucu ve uyarıcı maddelerden doğan ceza soruşturma ve davalarında müdafiliğini üstlendiği şüpheli veya sanığın savunmasını yapar ve tüm haklarını savunur. Soruşturma aşamasında müvekkili ile birlikte ifadede bulunma, sorguda yer alma, müvekkil tutuklu ise cezaevinde kendisi ile görüşme, duruşmalarda görev alma uyuşturucu avukatının yaptığı işler arasında yer alır.

Aydında Uyuşturucu Avukatı

Aydın ilinde mesleğini icra etmekle birlikte uyuşturucu konulu davalar da uzmanlaşmış avukatlara denir.

Uyuşturucu Suçları Nelerdir?

Türk Ceza Kanunu’nda uyuşturucu suçları; uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu ve uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma suçu olmak üzere iki farklı suç tipi düzenlenmiştir.

Türk Ceza Kanunu’nun 188. maddesinde uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu düzenlenmiştir. Türk Ceza Kanunu’nun 191. Maddesinde ise uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma suçu düzenlenmiştir.

Uyuşturucu madde ticareti suçunun kapsamı aşağıdaki şekildedir:

  • Uyuşturucu Madde İmal Etme,
  • Uyuşturucu Madde İthal Etme,
  • Uyuşturucu Madde İhraç Etme,
  • Uyuşturucu Madde Sevk veya Nakletme Suçu,
  • Uyuşturucu Madde Kabul Etme ve Bulundurma Suçu,
  • Uyuşturucu Madde Satma, Satışa Vesile Olma ve Satın Alma,
  • Uyuşturucu Madde Başkasına Verme, Sağlama Suçu
  • Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesinde düzenlenmiş olan uyuşturucu madde kullanma suçu ise sadece uyuşturucu maddenin kullanılması, satın alınması, kabul edilmesi ya da bulundurması suç tipinin oluşmasını sağlamaktadır.

Sağlık Hukuku Avukatı

Kişilerin kendi sağlığı ve vücudunun kontrolünü elinde bulundurması kendisinin rızası olmadan herhangi bir tıbbi müdahaleye veya herhangi bir deneysel müdahaleye tabi olmamasına sağlık hakkı denir. Kişilerin sahip olduğu bu sağlık hakkının korunması ve bu haklardan yararlanması sağlık hakkı ile ilgili olan hizmetlerin düzenlenmesi önleyici sağlık hizmetleri birey ve toplumun korunması birey ve bireyin sağlık hizmeti almış olduğu sağlık kuruluşları arasındaki ilişki gibi durumların hak sorumluluk ve yükümlülüklerini düzenleyen hukuk dalına sağlık hukuku denir. Sağlık hukuku toplum içerisindeki bireylerin sağlık bakım ve benzeri hizmetlerden yararlanma haklarını kişilerin bu sağlık bakım hizmetlerinin düzenlenmesi bununla ilgili olarak önleyici sağlık hizmetlerinin sağlanması sağlık hukukunun uğraş alanına girer. Sağlık hukuku ile ilgili olan uyuşmazlıklarla Sağlık Hukuku Avukatları ilgilenir. Aydın sağlık hukuku avukatı olarak hukuk büromuzla iletişime geçerek sağlık ve tıp hukuku alanında detaylı bilgi alabilirsiniz.

Sağlık hakkı tüm dünyada kişileri sağlanması gereken bir haktır. Bununla birlikte sağlık hakkı insan hakları evrensel bildirgesi içerisinde yer almaktadır. İnsan hakları evrensel bildirgesi içerisindeki hükümlere göre sağlık hakkı her kişinin gerek kendisinin gerekse ailesi için mesken yiyecek giyim tıbbi bakım gerekli olan sosyal hizmetler dâhil olmak Üzere bu kişilerin sağlığı ve refahını sağlayacak uygun bir yaşam seviyesinde ve sakatlık ihtiyarlık dulluk hastalık işsizlik ya da geçim imkânlarının iradesi dışarısında bırakılmasına neden olan diğer durumlarda korunması sağlayacak hakkı vardır.

Sağlık hakkının evrensel boyutunun yanı sıra ülkemizde de sağlık hakkı ile ilgili birçok düzenleme yer almaktadır. Bununla birlikte sağlık hakkı anayasal bir haktır. Temel haklarımızın yer aldığı anayasa içerisinde sağlık hakkına yer verilmiştir. Sağlık hukuku avukatı Aydın için de bizden destek alabilirsiniz.

Anayasada yer alan sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması başlığı altındaki 56. madde içerisinde sağlık hakkı ile ilgili olan hükümlere yer verilmiştir. Bu hükümlere göre her kişi sağlıklı ve dengeli bir çevre içerisinde yaşama hakkına sahip olmaktadır.  Çevreyi geliştirmek çevre sağlığının korunmasını sağlamak ve çevrenin kirlenmesini önlemek devletin ve devlet içerisinde yaşayan vatandaşların ödevidir. Devlet her kişinin yaşamını beden ve ruh sağlığı içerisinde sürdürmesine olanak sağlamak insani ve maddi güçteki tasarruflarda bulunarak verimi arttırarak işbirliğini gerçekleştirme amacıyla sağlık kuruluşlarını tekelden planlayıp hizmet verilmesini düzenler. Devlet üzerine düşen bu görevi kamu kesimlerinde ve özel kesimlerinde Yer alan sağlık kurumları ve sosyal kurumlardan yararlanarak ve onları denetleyerek yerine getirir. Yani devletin görevini yerine getirmek amacıyla com kesimlerindeki özel kesimlerdeki sağlık ve Sosyal kurumlardan yararlanması mümkündür. Bununla birlikte devlet yararlanmış oldu kamu ve özel kesimlerinde sağlık ve sosyal kurumların denetlenmesinde kendisi yapar. Sağlık hizmetlerinin yaygın Bir şekilde yerine getirilmesi amacıyla kanunun içerisinde genel sağlık sigortası kurulması mümkündür.

Toplum sağlığının korunmasının sağlanması ve bu amaçla gerekli önlemlerin alınması ve bu önlemlerin uygulanması bununla birlikte önlemlerinin uygulanmasını sağlayacak görev ve yetkilerini yaptırımların düzenlenmesi kamu sağlığı açısından önem teşkil eder. Kamu sağlığın korunması görevi devlete aittir. Devlet vatandaşların sağlıklarını korumak amacıyla gerekli önlemleri ve tedbirleri alma bununla birlikte gerekli olan düzenlemeleri yapma yükümlülüğü altındadır. Devletin sağlanmış olduğu bu hizmet Devlet veya diğer kamu tüzel kişileri tarafından ya da bunların denetimleri altında genel ve ortak gereksinimlerini karşılamak kamu yararı veya çıkarını sağlamak amacıyla yapılmış olan ve topluma sunulmuş bulunan sürekli ve düzenli etkinliklerden oluşur. Anayasamızda da yer alan kamu sağlığı ayrı yasalar içerisinde de korunmaktadır. Özel kanunlar içerisinde de kamu sağlığı ile ilgili olarak özel düzenlemelere yer verilmiştir. Bu özel kanunlar içerisinde en eski kanun umumi Hıfzıssıhha kanunudur. Bu kanun ile genel olarak toplum içerisinde bulaşıcı hastalıklardan toplumun korunması ve toplum için sağlık bilgisi kurallarının oluşturulması Toplum içerisinde yer alan hastalıkların erken teşhisinin yapılması ve kişilerin erkenden tedaviye alınması için alınması gereken tedbirler bu yasa ile düzenlenmiştir.

Sağlık hukukunda bilinmesi gereken bazı kavramlar vardır. Bu kavramlar sıklıkla karşımıza çıkan ve sağlık hukukunda yer bulmuş kavramlardır. Tıbbi müdahale, komplikasyon endikasyon malpraktis sağlık hukuku içerisinde bilinmesi gereken kavramlar arasında yer alır.

Sağlık hukuku avukatı arayışınız varsa tıp hukuku alanında detaylı hizmet veren avukatlık büromuzla iletişime geçebilirsiniz.

Aydın’da Sağlık Hukuku Avukatı: Tıbbi Uyuşmazlıklarda Uzman Hukuki Destek

Sağlık sektörü, insan hayatı üzerinde doğrudan etkisi olan kritik bir alandır. Bu sektörde yaşanan hukuki sorunlar, hem hastalar hem de sağlık profesyonelleri için büyük önem taşır. İzmir’de, bu tür sorunların çözümünde sağlık hukuku avukatı desteği büyük önem arz eder. İşte Aydın sağlık hukuku avukatı hakkında bilmeniz gerekenler.

Sağlık Hukuku Avukatı Nedir?

Sağlık hukuku avukatı, tıbbi uygulamalardan doğan hukuki uyuşmazlıkları çözmekle görevli olan ve bu alanda uzmanlaşmış bir avukattır. Bu avukatlar, hastaneler, doktorlar, hemşireler ve diğer sağlık çalışanları ile hastalar arasında yaşanan hukuki anlaşmazlıkları ele alır. Sağlık hukuku avukatı, Aydın’ daki sağlık hukuku davalarında uzmanlaşmış olup, bölgedeki yargı süreçlerine hakimdir.

Aydın Sağlık Hukuku Avukatı Hizmetleri

Aydın sağlık hukuku avukatı, müvekkillerine geniş bir yelpazede hizmet sunar. Bu hizmetler arasında tıbbi hatalar, malpraktis davaları, hasta hakları ihlalleri, sağlık çalışanlarının hakları ve sağlık hizmetleriyle ilgili sözleşme ihtilafları yer alır. Sağlık hukuku avukatları, müvekkillerinin haklarını korumak için gerekli tüm hukuki süreçleri titizlikle yönetir.

Aydın İş Hukuku Avukatı

Aydın iş avukatı ofisimizin ağırlıklı olarak hizmet vermekte olduğu bir diğer alandır. İş hukukuyla ilgili işçi ve işverenlere birçok farklı konuda iş avukatı olarak hizmet verilmektedir.

İş avukatı Aydın konulu hizmet verdiğimiz dava türleri ve diğer hukuki danışmanlık faaliyetlerimiz aşağıdaki gibidir:

  • İşçi ve işveren haklarını koruyan iş sözleşmelerinin hazırlanması,
  • İşe iade davası,
  • Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve fazla mesai ücretlerini talep,
  • Yarı zamanlı veya tam zamanlı çalışma ücretleri, yıllık ücretli izinler, doğum izinleri konularında danışmanlık hizmeti,
  • İşçinin yaralanma, ölüm ve iş görmezlik durumları,
  • İşverenin kusursuz sorumluluğu,
  • İşçinin kusurları,
  • Hizmet sözleşmelerinin haklı veya haksız sebeple feshi durumları,
  • Eksik ödenen veya hiç ödenmeyen işçi alacakları, işçi tazminatları

gibi konularda danışmanlık hizmeti ve davalarda temsil hizmeti verilmektedir.

İşçi – işveren uyuşmazlıkları hakkında telefon, iletişim formu veya e-posta yoluyla sorularınızı yöneltmeniz halinde en kısa zamanda cevap verilecektir.

Aydın’da İş Hukuku Alanında Uzman Avukatlar

İş hayatında karşılaşılan hukuki sorunlar, hem işverenler hem de çalışanlar için ciddi problemlere yol açabilir. Bu sorunların çözümünde, iş avukatı devreye girer. Özellikle iş avukatı Aydın arayışında olanlar için, uzman avukatlar tarafından sağlanan hizmetler büyük önem taşır. İşte Aydın iş avukatı hakkında bilmeniz gerekenler.

İş Avukatı Nedir?

İş avukatı, iş hukuku alanında uzmanlaşmış, işçi ve işveren arasındaki hukuki meseleleri çözmeye yönelik hizmet veren avukattır. Bu avukatlar, iş hukuku ile ilgili her türlü konuda danışmanlık sağlarlar. İş avukatları, iş sözleşmeleri, işten çıkarmalar, iş kazaları, mobbing ve işçi hakları gibi konularla ilgilenirler.

İş Avukatı Aydın Hizmetleri

Aydın iş avukatı, müvekkillerine iş hukuku alanında geniş bir yelpazede hizmet sunar. Bu hizmetler arasında iş sözleşmelerinin hazırlanması ve incelenmesi, işçi-işveren ilişkilerinin düzenlenmesi, iş kazaları ve tazminat davaları, mobbing davaları ve işten çıkarma süreçlerinin yönetimi bulunur. İş avukatı Aydın genelinde, hukuki süreci en iyi şekilde yöneterek müvekkillerinin haklarını korur.

İş Sözleşmeleri ve İş Avukatı

İş sözleşmeleri, işçi ve işveren arasındaki hak ve yükümlülükleri belirleyen önemli belgelerdir. İş avukatı, iş sözleşmelerinin hazırlanması ve incelenmesi sürecinde müvekkillerine hukuki danışmanlık sağlar. Bu sözleşmelerin yasalara uygun olarak hazırlanması, ileride doğabilecek hukuki sorunları önlemek açısından büyük önem taşır. Aydın iş avukatı arayışında olanlar için, uzman bir avukatın rehberliği ile iş sözleşmelerinin doğru bir şekilde hazırlanması sağlanabilir.

İş Kazaları ve Tazminat Davaları

İş kazaları, işyerlerinde meydana gelen ve çalışanların fiziksel ya da psikolojik zarar görmesine yol açan olaylardır. Aydın iş avukatı, iş kazaları sonucunda ortaya çıkan tazminat davalarında müvekkillerine hukuki destek sağlar. İş kazası geçiren çalışanların, hak ettikleri tazminatı alabilmeleri için iş avukatlarının bilgi ve tecrübesine ihtiyaçları vardır. İş avukatı Aydın genelinde, iş kazaları ile ilgili hukuki süreçleri en iyi şekilde yönetir.

Mobbing Davaları ve İş Avukatı

Mobbing, işyerinde bir çalışana yönelik sistematik baskı ve psikolojik taciz anlamına gelir. Bu tür davranışlar, çalışanların iş hayatında ciddi stres ve psikolojik sorunlar yaşamasına neden olabilir. Aydın iş avukatı, mobbing davalarında müvekkillerine hukuki destek sağlar ve mobbing mağdurlarının haklarını savunur. İş avukatı Aydın genelinde, mobbing davalarının başarılı bir şekilde yürütülmesi için gereken hukuki bilgi ve deneyime sahiptir.

İşten Çıkarma ve İş Avukatı

İşten çıkarma süreçleri, hem işverenler hem de çalışanlar için zorlu ve karmaşık olabilir. İş avukatı, işten çıkarma sürecinin yasalara uygun bir şekilde yürütülmesi konusunda müvekkillerine rehberlik eder. İşçilerin haksız yere işten çıkarılmaları durumunda, iş avukatları hukuki süreçleri başlatarak işçilerin haklarını savunurlar. Aydın iş avukatı arayışında olanlar için, bu uzman avukatlar, işten çıkarma süreçlerinin adil bir şekilde yürütülmesini sağlar.

Aydın’da İş Hukuku İçin Doğru Tercih: Uzman İş Avukatları

Sonuç olarak, iş hukuku alanında yaşanan sorunlar, profesyonel bir iş avukatının desteğiyle çözüme kavuşturulabilir. Aydın iş avukatı, müvekkillerine iş hukuku alanında en iyi hizmeti sunarak, hukuki süreçlerin doğru ve adil bir şekilde ilerlemesini sağlar. Bu avukatlar, iş hukuku davalarının her aşamasında müvekkillerine destek olur ve hukuki güvenliği sağlar.

İş Hukuku Alanında Uzman Avukatlarla Güvende Kalın

Dijital dünya hızla gelişirken, hukuki sorunlar da artmaktadır. İş avukatıAydın iş avukatı ve iş avukatı Aydın arayışında olanlar için, uzman avukatlar tarafından sağlanan hizmetler hayati önem taşır. Bu uzman avukatlar, iş dünyasında karşılaşılan her türlü hukuki problemi çözmek için burada. Aydın’da iş hukuku ile ilgili sorunlarınızda, uzman bir iş avukatına başvurarak hukuki sürecinizi güvenle yürütebilirsiniz.

Kesinleşmiş Hapis Cezaları Bozulur mu?

Kesinleşmiş hapis cezalarını bozan avukatlar, hakkında kesinleşmiş hapis cezası bulunan ve fakat kesinleşmiş mahkumiyet kararının bozulması adına avukat yardımına başvurmak isteyen kişilerce merak konusudur. Öncelikle, kesinleşmiş hapis cezasının bozulup bozulamayacağı hususunu izah etmek gerek. Sanık hakkında hükmedilen hapis cezası, temyiz incelemesi neticesinde Yargıtay ilgili Ceza Dairesi’nin ceza kararını onaması halinde kesinleşir.

Kesinleşen hapis cezası, hükmün infazını gerektirir. Fakat, ceza kararı kesinleşmiş olsa dahi hapis cezasına itiraz mümkündür. Hemen belirtmek gerekir ki, hapis cezasına itiraz edilmesiyle birlikte, kesinleşmiş hapis cezasının mutlak surette bozulacağı anlaşılmamalıdır. İtirazın etkili ve güçlü bir hukuki zemin üzerine temellendirilmesi, itirazın müspet yönde sonuçlanma olasılığını artırır. Bu nedenle, ceza hukuku üzerine ihtisaslaşmış deneyimli bir ceza avukatından yardım almak en doğru yaklaşım olacaktır.

Kesinleşmiş Hapis Cezasının İnfazının Ertelenmesi Nedir?

Kesinleşmiş hapis cezasının infazının ertelenmesi ilgilinin gerek sosyal ve ekonomik gerekse özel yaşamını düzenlemesi amacıyla belirli bir süre kazanmasını temin eden infaz hukuku kurumudur. İlgili, söz konusu sürenin tamamlanmasını takiben cezasını infaz etmek üzere ceza infaz kurumuna girmek durumundadır. İnfazın ertelenmesi ise malullük, gebelik, hastalık yahut sair kişisel sebepler dolayısıyla talepte bulunulması halinde ilgili hakkında kesinleşmiş hapis cezasının ceza infaz kurumunda infazının ertelenmesidir.

Ceza Erteleme ile İnfaz Erteleme Arasındaki Fark

İnfaz erteleme ve ceza erteleme birbiriyle karıştırılan ve fakat birbirinden farklı iki ceza ve infaz hukuku kurumudur. Sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının cezaevi dışında denetimli bir şekilde infaz edilmesine ceza erteleme; hakkında kesinleşmiş hapis cezasının cezaevinde infaz edileceği tarihin ertelenmesine ise infaz erteleme denir. İnfazın ertelenmesi şartları, 5275 sayılı Ceza İnfaz Kanunu’nun 17. maddesinde düzenleme altına alınmıştır.

İnfazın Ertelenmesinin Mümkün Olmadığı Haller Nelerdir?

İnfazın ertelenmesinin mümkün olmadığı haller Ceza İnfaz Kanunu m.17/6’da düzenlenmiştir. Buna göre;

  • Terör suçları, örgüt faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlar ve cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan mahkûm olanlar,
  • Mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanmasına karar verilenler,
  • Disiplin veya tazyik hapsine mahkûm olanlar hakkında uygulanmaz.

HiZMET TESPiT DAVASI NEDiR?

5510 sayılı Kanun’a göre sigortalı sayılan işlerde çalışanların Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından tespit edilemediği hallerde veya eksik bildirilmiş hizmetlerin tescil edilmediği sonradan öğrenildiğinde bu hizmetleri tespit etmek amacıyla açılan davadır.https://www.aydinkulis.com/hizmet-tespit-davasi-nedir

Yargıtay içtihatlarında hizmet tespiti davasının üç temel koşulundan söz edilmektedir. Sigortalı çalışmanın varlığı, çalışmanın kuruma bildirilmemiş olması veya kurumca saptanmamış olması, davanın hak düşürücü süre içinde açılmış olması.
Hizmet tespit davası işverene karşı açılmakla birlikte kamu düzenini ilgilendirdiğinden Sosyal Güvenlik Kurumu davaya fer’i müdahil sıfatıyla dahil edilir.
Hizmet tespit davasında 5 (beş) yıllık hak düşürücü süre söz konusudur. Nitekim bu husus 5510 s. Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu m.86/9’da “Aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır.” şeklinde açıklığa kavuşturulmuştur. 

Sigorta tespit davasında 5 senelik hak düşürücü süre, aşağıda sayılan durumların varlığı halinde işlemez. Bunlardan herhangi birinin bulunması halinde İşçi, 5 senelik hak düşürücü süre geçmiş olsa dahi dava açabilecektir. Buna göre istisna haller şunlardır: 
İşe giriş bildirgesi, 4 aylık sigorta primleri bordrosu, sigortalı hesap fişi ve aylık sigorta primleri bildirgesinden herhangi birinin SGK’ya verilmiş olması, 
Hizmet tespit davasına ilişkin olan hukuki uyuşmazlığın, müfettiş raporları ile daha önceden tespit edilmiş olması, 
Sigorta primleri yatırılmamış olsa da işçiye verilen maaş bordrolarında sigorta primlerinin gösterilmiş olması, 
Yapılan Kurum incelemesi sonucunda sigorta primlerinin icra marifetiyle tahsil edilmiş olması, 
İşçilik alacaklarına ilişkin aynı dönemlere ait olan ve kesin hüküm niteliği taşıyan mahkeme kararlarının bulunması, 
Sayılan bu hallerin gerçekleşmiş olması durumunda hizmet tespit davasında 5 senelik hak düşürücü süre işlememektedir. 
Hizmet tespit davasında İspat yükü davacı işçiye aittir. İşçi, davalı işyerinde çalıştığını ispat etmek zorundadır. Hizmet tespiti davaları, kamu düzenine ilişkin davalardır. Kamu düzenine ilişkin dava olması sebebiyle re’sen araştırma ilkesine tabidir. Davada, işçinin fiili çalışmasının kanıtlanması gerekir. Fiili çalışma, davacı tarafından ispatlanabileceği gibi re’sen araştırma ilkesi doğrultusunda hakim tarafından da araştırılmalı, hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir.
Hizmet tespit davalarının incelenmesinde görevli mahkeme İş Mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile işin veya işlemin yapıldığı yer mahkemesidir.

İş yerinde psikolojik taciz (mobbing)

Kişi çalışma hayatına adım atması ile bir takım sorunlar yaşamaya başlar. Günümüzün rekabet dolu, fazla çalışmaya dayalı iş hayatı, insanların gündelik hayatını olumsuz etkileyen en önemli faktörlerden biridir.https://www.aydinkulis.com/is-yerinde-psikolojik-taciz-mobbing

Psikolojik tacizi; iş yerinde çalışanlara, diğer çalışanlar veya iş verenler tarafından sistematik biçimde uygulanan,  tekrarlanan her türlü kötü muamele, tehdit, şiddet, aşağılama gibi davranışlar olarak tanımlayabiliriz.

Psikolojik tacizin uygulamada görülen en çok rastlanan ve en açık örnekleri olarak  kendini göstermeyi engelleme, sözünü kesme, yüksek sesle azarlama, sürekli eleştiri, çalışan iş hayatında yokmuş gibi davranma, iletişimin kesilmesi, fikirlerine itibar edilmemesi, asılsız söylenti, hoş olmayan imalar, nitelikli iş verilmemesi, anlamsız iş verilmesi sürekli yer değiştirilmesi ve fiziksel şiddet tehdidi olarak karşımıza çıkar.

Bahsetmekte fayda görüyoruz ki, iş yerinde yaşanan her anlaşmazlık ve çatışma psikolojik tacizin unsurlarını taşımayabilir. Anlık öfke süreklilik göstermeyen geçici davranışlar  psikolojik taciz değildir.

İş yerinde psikolojik tacize uğrayan kişi, Türk Medeni Kanunun 24. ve 25. Maddesinden kaynaklanan ” Saldırının Önlenmesi Davası” , ” Saldırıya Son Verilmesi Davası” , ” Saldırının Hukuka Aykırılığının Tespiti Davası” , ” Vekaletsiz İş Görme Davası”  açma hakkına sahiptir.

Ayrıca psikolojik taciz mağduru işçi iş sözleşmesini haklı neden ile derhal  fesih etme hakkına da sahiptir.

Uygulamada psikolojik taciz davalarının ispat edilemediğinden çoğunlukla reddedildiği görülmektedir. Yargı kararlarına konu olduğu üzere psikolojik taciz olgusunun ispatı bakımından kesin ve mutlak bir ispat aranmamalıdır. Mağdur psikolojik taciz uygulandığına dair emareleri ortaya koymalı, buna karşın artık ispat yükü yer değiştirdiğinden iş veren tarafından psikolojik taciz uygulanmadığının ispat edilmesi gerekmektedir.

İş yerinde psikolojik taciz olarak nitelendirilebilecek davranışlara örnek olarak;

– Üstünüz kendinizi göstermenizi engellemeye çalışması,

– Sözünüz sürekli kesilmesi,

– Yüzünüze bağırılması ve yüksek sesle azarlanmak,

– Yaptığınız işin sürekli eleştirilmesi,

– Özel hayatınızın sürekli eleştirilmesi,

– Sözlü ve yazılı tehdit,

– Meslektaşlarınızın sizinle konuşmasının yasaklanması,

– Asılsız söylemlerin ortaya atılması,

– Dini veya siyasi görüşünüz ile alay edilmesi,

– İşinizin sürekli değiştirilmesi,

– İtibarınızı düşürecek şekilde davranılması,

– Öz güvenizi düşürecek davranışlar,

– Fiziksel durumunuz ile bağdaşmayacak işler verilmesi,

Gösterebiliriz.

HAKARET SAYILMAYAN SÖZLER

Sosyal medyanın hayatımıza girmesi ile bilgi ve belgelere çok hızlı şekilde ulaşım ve bunun doğrultusunda kişilerin kendi görüşlerini aktarma isteği özellikle hakaret suçlarında tarifsiz bir artışa neden olmuştur.

Özellikle hakaret içerdiği düşünülen cümlenin hukuki vasıflandırması yapılırken yapılan düşülen hatadan dolayı adliye koridorlarında yıllarca sonuçsuz bekleyişler ve gereksiz iş fazlalığı yaratmaktadır.

Allahsızsın, acımasızsın veVicdansızsın”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, kaba hitap tarzı ile beddua niteliğinde olduğu…Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/36393 Esas, 2021/6049 Karar
“Aç gözlü”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, kaba hitap tarzı niteliğinde olduğu…Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/5950 Esas, 2015/985 Karar
“Adaletiniz batsın”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, kaba ve nezaket dışı hitap niteliğinde olduğu…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/18334 Esas, 2019/2001 Karar
“Adam değilsin”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, kaba ve nezaket dışı söz niteliğinde olduğu…Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/19688 Esas, 2021/15090 Karar
“Ahlaksız”Kaba söz ve ağır eleştiri niteliğindeki söz…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/18976 Esas, 2017/1204 Karar
“Akçeli işler”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmaması nedeni ile…Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/9451 Esas, 2020/15038 Karar
“Akıllı ol”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, kaba bir davranış…Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2013/218850 Esas, 2014/22342 Karar
“Aldığınız para kefen parası olsun”Ağır eleştiri ve beddua niteliğinde olduğu…Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2012/27357 Esas, 2014/3588 Karar
“Allah belanı versin”Beddua niteliğinde, nezaket dışı, kaba ve rahatsız edici bir söz niteliğinde olduğu…Yargıtay Ceza Genel Kurulu2014/2-328 Esas, 2014/386 Karar
“Ar damarınız çatlamış”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp nezaket sınırlarını aşan ağır eleştiri…Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2013/8862Esas, 2014/32293 Karar
“Arsız”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, kaba ve nezaket dışı hitap niteliğinde olduğu…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2019/10979 Esas, 2020/5582 Karar
“Bacaksız”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, kaba ve nezaket dışı hitap niteliğinde olduğu…Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2018/3727 Esas, 2021/12060 Karar
“Başkan bozuntusu”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2018/5271 Esas, 2019/6594 Karar
“Baykuş”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, rahatsız edici nitelikte olduğu…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/88371 Esas, 2015/12978 Karar
“Belediyeciliğin yüz karası”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, kaba ve nezaket dışı hitap tarzı niteliğine olduğu…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/4046 Esas, 2018/2513 Karar
“Benim vergimle maaş alıyorsun”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, rahatsız edici nitelikte olduğu…Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/15020 Esas, 2022/13058 Karar
“Bunak”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, kaba söz ve hitap niteliğinde olduğu…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/26707 Esas, 2016/6303 Karar
“Cahil”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, kaba ve nezaket dışı davranış, ağır eleştiri niteliğinde olduğu…Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2013/3009 Esas, 2014/11868 Karar
“Cimri”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, kaba söz ve hitap niteliğinde olduğu…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/26707 Esas, 2016/6303 Karar
“Çeneni Kapat”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, kaba söz ve hitap niteliğinde olduğu…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/22630 Esas, 2016/6220 Karar
“Çingene”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp,Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2012/30384 Esas, 2014/574 Karar
“Dalkavuk”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, kaba ve nezaket dışı davranış, ağır eleştiri niteliğinde olduğu…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/25598 Esas, 2016/643 Karar
“Dangalak”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, kaba hitap tarzı ile beddua niteliğinde olduğu…Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2013/17252 Esas, 2014/232888 Karar
“Dedikoducu”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, ağır eleştiri niteliğinde olduğu…Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2012/103088 Esas,  2013/21672 Karar
“Defol”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp suç unsurlarının oluşmadığı…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/15301 Esas, 2016/7817 Karar
“Dengesiz”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, kaba ve nezaket dışı hitap niteliğinde olduğu…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2018/231 Esas, 2019/2197 Karar
“Edepsiz”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, kaba ve nezaket dışı hitap niteliğinde olduğu…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2019/9147 Esas, 2020/4690 Karar
“Faşist”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap niteliğinde olduğu…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/41447 Esas, 2017/11407 Karar
“Gavur”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, kaba söz ve ağır eleştiri mahiyetinde olması karşısında…Yargıtay Ceza Genel Kurulu2017/18-783 Esas 2019/215 Karar
“Gevşek”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap niteliğinde olduğu…Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2021/2033 Esas, 2021/12635 Karar
“Hadsiz”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, ağır eleştiri niteliğinde olduğu…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/4612 Esas, 2018/2229 Karar
“Hanzo”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp,Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/13348 Esas, 2018/14285 Karar
“Hastasın”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp,Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2021/11130 Esas, 2021/22446 Karar
“Huysuz”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, rahatsız edici boyutta olmayıp…Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/12135Esas, 2021/3003 Karar
“İki kuruşluk adamsın”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap niteliğinde olduğu…Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/17310 Esas, 2021/21464 Karar
“İki yüzlü”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap niteliğinde olduğu…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/40207 Esas, 2017/12908 Karar
“İspatlamasan namertsin”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, eleştiri niteliğinde olması…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/34852Esas, 2017/12263 Karar
“İspiyoncu”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, kaba ve nezaket dışı hitap niteliğinde olduğu…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/43709Esas, 2018/396 Karar
“Kafayı yemiş”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, kaba söz niteliğinde olduğu…Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2013/21857 Esas, 2014/22342 Karar
“Kafir”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, kaba söz, ağır eleştiri niteliğinde olduğu…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/31679Esas, 2016/11904 Karar
“ Kan emici”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, kaba hitap niteliğinde olduğuYargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/11436Esas, 2015/13267 Karar
“Karaktersiz”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, kaba hitap niteliğinde olduğuYargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/42880Esas, 2017/11006 Karar
“Karı gibi kıvırtma”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, kaba ve nezaket dışı hitap niteliğinde olduğu…Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/108802 Esas, 2021/7262 Karar
“Kaypak”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı ağır eleştiri niteliğinde olduğu…Yargıtay CGK 2015/4-89 Esas2018/140 Karar
“Kel”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap niteliğinde olduğu…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/28286Esas, 2016/10631 Karar
“Koca g.tlü”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, nezaket dışı ve kaba söz niteliğinde…Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2019/3553 Esas, 2021/25191 Karar
“Korkak”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap niteliğinde olduğu…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/4475Esas, 2015/13021 Karar
“Lan”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, kaba ve nezaket dışı hitap niteliğinde olduğu…Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2021/3864 Esas, 2021/20597 Karar
“Lavuk”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, rahatsız edici kaba ve nezaket dışı hitap niteliğinde olduğu…Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/12565 Esas, 2021/2675 Karar
                                “Mal”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı ağır eleştiri niteliğinde olduğu…Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/12565 Esas, 2021/2675 Karar
“Müfteri”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı ağır eleştiri niteliğinde olduğu…Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2013/21332 Esas, 2015/1591 Karar
“Nah”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, ağır eleştiri niteliğinde olduğu…Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2012/34582 Esas, 2014/1371 Karar
“Namert”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, rahatsız edici kaba ve nezaket dışı hitap niteliğinde olduğu…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2019/11760Esas, 2020/5251 Karar
“Nankör”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, rahatsız edici kaba ve nezaket dışı hitap niteliğinde olduğu…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/14620Esas, 2018/14242 Karar
“Özürlü”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/38872Esas, 2017/10903 Karar
“Palyaço”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, nezaket dışı kaba söz niteliğinde olduğu…Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/10599Esas, 2020/188958 Karar
“Partizan”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp…Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2013/1946 Esas, 2014/7590 Karar
“Pinti”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, kaba söz ve hitap niteliğinde olduğu…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/38872Esas, 2017/10903 Karar
“Pis herif”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, kaba söz ve hitap niteliğinde olduğu…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/38872Esas, 2017/10903 Karar
“Psikolojin Bozuk”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, rahatsız edici kaba ve nezaket dışı hitap niteliğinde olduğu…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2018/231Esas, 2019/2197 Karar
“Rezil”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmaması…Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2017/1901 Esas, 2020/17650 Karar
“Sahtekâr”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp eleştiri olması…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/15737Esas, 2018/15361 Karar
“Saygısız”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, kaba söz ve hitap niteliğinde olduğu…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/8123Esas, 2016/1824 Karar
“Serseri”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp kaba söz niteliğinde olması…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2017/7437Esas, 2018/3053 Karar
“Sevimsiz”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, kaba söz ve hitap niteliğinde olduğu…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/698Esas, 2018/1331 Karar
“Sinsi”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, kaba söz ve ağır eleştiri niteliğinde olduğu…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/29330Esas, 2017/5609 Karar
“Soğan kafalı”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, kaba söz ve hitap niteliğinde olduğu…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2018/1024Esas, 2020/1766 Karar
“Suratsız”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, kaba söz ve hitap niteliğinde olduğu…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/17160Esas, 2018/16410 Karar
“Sübyan”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmaması nedeni ile…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/9435Esas, 2015/1273 Karar
“Şebek”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmaması nedeni ile…Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/12237 Esas, 2021/12464 Karar
“Şerefsizlik yapma”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmaması nedeni ile…Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/91362Esas, 2020/7821 Karar
“Şişko”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, nezaket dışı, kaba söz niteliğinde olduğu…Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/13401Esas, 2021/7667 Karar
“Şizofren”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, ağır eleştiri niteliğinde olduğu…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/11055Esas, 2015/10949 Karar
“Terbiyesizlik yapma”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, kaba söz ve hitap niteliğinde olduğu…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/26626Esas, 2016/5208 Karar
“Ukala”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmaması nedeni ile…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/41993Esas, 2017/10919 Karar
“Utanmaz adam”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, ağır eleştiri, kaba söz niteliğinde olduğu…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/37796Esas, 2017/9109 Karar
“Uyuz”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, nezaket dışı, kaba söz niteliğinde olduğu…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/42640Esas, 2017/11414 Karar
“Yalaka”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmaması nedeni ile…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/255988Esas,2016/6843Karar
“Yüz karası”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, kaba hitap tarzı, nezaketsiz söz niteliğinde olduğu…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/14620Esas, 2018/14242 Karar
“Zübük”Kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmayıp, eleştiri niteliğinde olduğu…Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/1Esas, 2018/14242 Karar
https://www.aydinkulis.com/hakaret-sayilmayan-sozler
Whatsapp ile ulaşın bize
Whatsapp'a gönder

Bu Sayfadaki İçeriği KOPYALAYAMAZSNIZ !!!