Boşanma Avukatı

Boşanma, Medeni Hukuk içerisinde yer alan Aile Hukuku’nun en önemli konuları arasındadır. Bu hukuk dalının en önemli ayağı ise konunun uzmanı olan bir boşanma avukatı ile çalışmaktır. Aile ve Boşanma Davaları nişanlanma, evlenme, boşanma, nafaka, velayet ve ziynet eşyası gibi birçok konuyu kapsamaktadır. İyi bir boşanma avukatı Aydın birazdan aşağıda maddeler halinde bahsedeceğimiz konulara hakim ve sorulara cevap verebilecek düzeyde tecrübeli olmalıdır.

Son dönemde ülkemizde boşanma davalarının sayısında ciddi düzeyde bir artış yaşanmaktadır. Bunun sosyal, bireysel ve birçok etkene bağlı olduğu görülmektedir. Covid 19 Pandemisi süreci de bu artışta önemli bir etkendir ve belirli bir paya sahiptir.  Boşanma davalarında çiftler, süreci kolaylıkla yönetebilme ve bir hak kaybına uğramama adına uzman bir boşanma avukatı Aydın ile çalışmak istemektedirler.

Aile, toplumun temel yapı taşıdır ve Anayasal koruma altındadır. Hukuk sistemimiz, medeni kanun ile aile kavramına ve ailenin korunmasına çok önem vermektedir. Boşanma davalarında önemli olan; sürecin sadece bir boşanma davası açma ya da boşanma ile sonuçlandırma olmadığı çok açık ve nettir. İşte bu nedenle aile ve boşanma davalarında süreç çok önemlidir. Boşanma avukatı yeterli bilgi ve donanıma sahip olmalıdır. Olayla ilgili araştırmayı çok iyi yapmalı ve haklarınızı en iyi şekilde gözetecek şekilde bir plan çıkarmalıdır. Avukatınız sizin için izlenecek en iyi hukuki yolu seçmelidir.

Boşanma Davası Nedir?

Boşanma, evlilik birliğinin mahkeme kararıyla sonlandırılmasıdır. Boşanma evlilik birliğinin kurulması aşaması olan nişanlanma, nikah kıyma, düğün, sonrasında nafaka, velayet gibi konuları da kapsayan Aile Hukuku’nun bir dalı ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen bir konudur. Evlilik birliğinin sonlandırılması amacıyla açılan davaya “boşanma davası” denilmektedir.

Boşanma davası, TMK hükümleri gereğince evli olan kadın ve erkeğin kanunda sayılan bir sebebe bağlı olarak evlilik akdini sona erdirmek amacıyla açtıkları bir dava türüdür.

Boşanma davası, genel anlamda az kusurlu olan tarafın açtığı bir dava olup, ilerleyen aşamalarda diğer taraf buna, karşı dava açmak suretiyle cevap verip davanın her iki taraf bakımından devamını sağlamak mümkündür.

Boşanma Davası Nasıl Açılır?

Boşanma davası, Davacı kişinin yerleşim yerindeki Aile Mahkemesi’nde açılır.Dava, boşanmaya ilişkin hazırlanan Dava Dilekçesi’nin, ilgili Aile Mahkemesine sunulması suretiyle açılır ve Davalı karşı tarafa tebliğ edilerek yargılamada Dilekçeler Aşamasına geçilmiş olur. Yargılama süreci dilekçeler aşaması tamamlanıncaya kadar duruşmasız ilerler ve Mahkeme “Tensip Zaptı” düzenleyerek yapılması gerekenler bakımından her iki tarafa bunu tebliğ eder. Sonrasında süreç 6100 sayılı HMK hükümleri kapsamında duruşmalı ilerler ve sonuçlanır.

Boşanma Davası Açarken Nelere Dikkat Etmek Gereklidir?

Boşanma davası açılmasında bazı hususları göz önünde bulundurmak gerekir:

  • Boşanma davasını, karşı tarafla evliliğinin devamını çekilmez gören Taraf açmalıdır. Bu çekilmezlik hayatın birlikte devamı bakımından olmalı ve karşı tarafın bu yönde eylemleri var olmalıdır.
  • Boşanma genel anlamda kanunda boşanma sebebi teşkil edecek bir kusur haline bağlı olarak açılmalıdır.
  • Boşanma bakımından kanuni gerçekler belli olmalı ve bu gerekçelere dair yeterli delil toplanmış ve elde olmalıdır.
  • Kadın ve erkek için boşanma bakımından farklı sebepler belirlenmemiştir. Boşanma sebepleri 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda belirlenmiştir. Aldatma, küçük düşürücü suç işleme, hayata kast, haysiyetsiz yaşam sürme, terk, akıl hastalığı ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması gibi sebepler ispat edilmesi halinde her iki eş için de boşanma sebebidir.
  • Boşanma, TMK’da sayılan sebeplere bağlı olarak hakim kararıyla gerçekleşen bir ailevi durumdur. Kişinin medeni halinde değişikliğe neden olur. Kanunda sayılan sebeplerin ispatı mümkün olmazsa ve karşı taraf da boşanmak konusunda Davacı eşin iradesiyle uyumlu bir beyanda bulunmazsa boşanma gerçekleşmeyebilir. Bu nedenle dava açılırken dayanılan boşanma sebepleri bakımından Dilekçenin buna uygun  düzenlenmesi ve buan göre dava açılması gerekir.
  • Boşanmanın fer’i sonuçları olan mal paylaşımı, çocukların velayeti, nafaka konuları da boşanma sürecinde etkileyen ve belirleyen olgulardır. Bunlara dair süreci iyi çalışmak ve avukatınızla birlikte analiz etmek gereklidir.

Başarılı Aydın Boşanma Avukatı

Boşanma, bir hukuk davasıdır ve dava süreci tamamen avukatın performansına göre şekillenir.

Avukatın yetkinliği, dilekçe hazırlama ve yazılan dilekçelere cevap verme kapasitesi ve hukuk davaları konusundaki uzmanlığı davanın seyrinde belirleyicidir.

Bu nedenle özellikle Aydın boşanma avukatı seçerken ve davanızın takibini beklerken avukatın süreçteki rolünü dikkate almak haklarınızın korunmasında önem arz etmektedir.

Boşanma davaları, savunma görevi yapan avukatlar bakımından özel ihtisas gerektiren ve deneyime ihtiyaç duyan kendine has bir dava türüdür. Aile hukuku alanında boşanma davaları, sonuçları itibariyle çocuk ve malvarlığı bulunması halinde her iki eş bakımından daha da önemli bir dava türü haline gelmektedir.

Diğer yandan var olan yasal süreler, hak kaybına sebep olması bakımından ve iddiaların ispatı yönüyle de önem taşıdığından ayrıca davanın işleyişindeki usul ve yöntemleri bilmek ve buna göre yargılamayı sürdürmek gerektiğinden Avukat takibi önem taşımaktadır.

Boşanma davası sonrasında, karşı dava açılması, boşanma gerekçelerinin hukuka uygun bir şekilde sunulması, velayet hakkı, nafaka bağlanması, mal rejimine tabi malvarlığına ilişkin davalar yönüyle konu hakkında deneyimli ve hukuki bilgisi yeterli bir avukatın hukuki yardımı ile boşanma sürecini takip etmek gerekmektedir.

Boşanma davası süreçleri kendine özgüdür ve her ilişkinin niteliğine göre öncesi ve sonuçları itibariyle başka davaların da açılarak sürecin devam ettirilmesini gerektirebilir. Sonrasında mal paylaşımı, velayet vb. davaları da boşanma davasını tamamlayıcı ancak ona eklemlenen ayrı davalardır.

En iyi Aydın boşanma avukatı, haklarınızı bilen ve dava sürecini en iyi takip eden ve işlem basamaklarını atlamayan avukattır. Yerli yerinde ve zamanında dosyaya müdahil olmak ve iddia ve savunmaları tam ve eksiksiz yapmak da önemlidir.

Boşanma konusunda uzun yıllara dayanan deneyimlerimiz, Yargıtay kararları ve aile hukuku konusunda literatüre olan hakimiyetimiz ve son yargı kararları ışığında aile hukuku kapsamında boşanmaya ilişkin var olan son ve güncel kararlar ışığında size hukuki yardım sunmaktayız.

Boşanma avukatı seçerken avukatın boşanma konusundaki deneyimi, alandaki bilgi düzeyi ve boşanma davaları bakımından süreçlere ve davanın aşamalarına dair yetkinliği önem taşımaktadır.

Boşanma davaları bakımından AKBULUT HUKUK BÜROSU olarak uzman avukat kadromuzla hizmet sunmaktayız. Siz de Aydın’da boşanma avukatı arıyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz!

Boşanma Davalarında Manevi Tazminat

A ) MANEVİ TAZMİNAT
1 ) Kavram
Manevi tazminat zarar görenin kişilik değerlerinde iradesi dışında meydana eksilmenin giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesidir. Manevi tazminat türk medeni kanunu ve borçlar kanununda düzenlenmiştir.
2 ) Manevi Tazminatın Şartları
Manevi tazminatın talep edilebilmesi için genel olarak benimsenin şartlar;
– Kusur şartı
– Zarar oluşmalıdır
– Zarar ile kusur arasında illiyet bağı olmalıdır
– Hukuka aykırılık olmalıdır
B ) BOŞANMADAN DOĞAN MANEVİ TAZMİNAT
I. GİRİŞ
Boşanmadan doğan manevi tazminatın normatif dayanagı Türk Medeni Kanunu m. 174/2. fıkrasıdır . Buna göre “boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir”. Burada bu tazminata hükmedilebilmesi için yani boşanmadan doğan tazminata hak kazanabilmek iin bir takım şartlar vardır.
II. BOŞANAMDAN DOĞAN MANEVİ TAZMİNAT ŞARTLARI
Manevi tazminat talebi için belirli koşullar vardır. Bu koşullar maddi ve biçimsel olarak ikiye ayırarak inceleyelim.
A. Maddi Koşullar
Manevi tazminat isteminin maddi koşulları aşağıdaki gibidir.
– Tazminat isteyen eş kusursuz olmalı ya da az kusurlu olmalıdır,
– Tazminat istenen eş daha kusurlu olmalıdır,
– Zarar oluşmalıdır
– Nedensellik bağı olmalıdır
– Hukuka aykırılık olmalıdır.
Şimdi bu şartları tek tek açıklamaya geçelim;
1. Tazminat İsteyen Eş Kusursuz ya da Az Kusurlu Olmalıdır
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m. 174/2 fıkrasında davalının kusurlu olması yeterli görülmüştür. Kusurlu taraftan uygun bir tazminat isteyen ve kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafa eğer kusursuz ya da az kusurlu ise uygun bir manevi tazminat verilmelidir . Manevi tazminat talebinde bulunan taraf eşit kusurlu, ağır kusurlu veya tam kusurlu ise manevi tazminat talebi red edilmelidir. Yani açıklamalar ışınığında manevi tazminatı kusur boyutunda değerlendiecek olursak, kusursuz eş veya az kusurlu eş manevi tazminat alabilir. Eşit kusurlu, tam kusurlu ya da ağır kusurlu eş manevi tazminatı alamaz. Eşit kusurluluk üzerine birkaç Yargıtay örneği verelim;
– Bir eşin hakaret etmesine karşılık diğer eşin onu dövmesi durumunda eşit kusurluluk vardır .
– Başkalarıyla karı koca gibi yaşayan eşler eşit kusurludur .
Bu yukarıda saydığımız eşit kusurluluğa sadece birkaç örenktir.
2. Tazminat İstenen Eş Daha Ağır Kusurlu Olmalıdır
Medeni kanunun 174/2. Fıkrasına göre kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf diğer taraftan manevi tazminat talep edebilir. Bu durumuda kesinleşmiş karar olup olmamasına göre inceleyeceğiz.
a) Kesinleşmiş Boşanma Kararı Yoksa
Henüz taraflar arasında verilmiş ve kesinleşmiş bir boşanma kararı yoksa manevi tazminat isteyen karşı tarafın kusurlu olduğunu kanıtlama zorundadır .
b) Kesinleşmiş Boşanma Kararı Varsa
Kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf boşanmaya sebep olan olaylarda kusurlu olan diğer taraftan boşanma kararı kesinleştikten sonra da manevi tazminat olarak bir miktar para talep edebilir. Bu durumda aile mahkemesi hakimi kesinleşmiş boşanma kararını dikkatle inceledikten sonra kararını vermelidir.
3. Zarar
Boşanmadan dolayı kişinin kişiliği yani kişilik değerleri ya da bu değerlerden bir tanesi zarar görmelidir. Önceki medeni kanunda yani 743 ayılı Türk Kanunu Medenisinin 143/2 maddesinde manevi tazminat verilebilmesi için arana şart şahsi menfaatlerin ağır suretle zedelenmesiydi ancak yeni medeni kanunda zedelenmenin ağır suretle olması şartı kaldırıldı . Yeni medeni kanuna göre verilecek tazminat; ruhsal dengeyi düzeltecek, duyulan acıyı dindirecek ve tazminat zenginleşme aracı olrak kullanılmayacaktır.
4. Nedensellik Bağı
Manevi tazminat, boşanmaya sebebiyet veren olaylar sebebiyle olmalıdır . Kusurlu eşin boşanmaya sebebiyet veren hareketleri diğer eşin manevi zarara uğramasına sebebiyet vermiş ise manevi tazmiantla eylem arasında uygun illiyet bağı var demektir. Yargıtaya göre boşanma davasında tesbit edilmeyen bir olaya dayanarak da manevi tazminat talebinde bulunulabilir . Bu bahsi geçen Yargıtay kararında boşanma kararı “kocanın karısına bağımsız ev temin etmeme” sebebine dayandırılmıştır. Ama aynı davadan sonra açılan tazminat davasında ise boşanma kararında tespit edilmeyen bir eylem olan kocanın baksa kadınla beraber olması tesbit edilmiş ve bu boşanmaya sebebiyet veren olay olarak değerlendirilip manevi tazminata hükmedilmiştir.
5. Hukuka Aykrılığın Oluşması
Sorumluluk hukukunun önemli bir unsuru olan hukuka aykırılık; başkalarının egemnlik sahasında bulunan ve korunması gereken haklarına geçerli bir sebep olmaksızın saldırıda bulunmak olarak nitelendirilebilir . Tabi burada öenmli olan ortaya çıkan zarın hukuka aykırı davranış sonucunda oluşması gerekir. Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikli özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır . Hukuka aykırılığı oluşturan kişilik hakkına saldırı fiillerini aşaıdaki gibi sıralayabiliriz.
– Fiziki kişiliğe saldırı
– Manevi kişiliğe saldırı
– Sosyal kişiliğe saldırı
– Diğer sebeplerle kişiliğe saldırı
Şimdi bunlara yargıtayında katıldığı görüşlerle birkaç örnek verecek olursak;
Hukuka aykırılığı oluşturan kişilik hakkına saldırı fiili fiziki kişiliğe saldırı şeklinde gerçekleşebilir. Cinsel ilişiki kurulamamsını da bu fiziki kişiliğe seldırının içine sokabilriz . Şiddet uygulamayı zaten fiziki kişiliğe saldırının içine sokarız. Manevi kişiliğe saldırıya ise, sadkatsizliği örnek olarak verebiliriz . Hakaret ya da aşağılanma da manevi kişiliğe saldırı olarak kabül edilebilir. Sosyal kişiliğe saldırıya ise, bir eşin diğerine beddua etmesi , bir eşin diğerine iftira etmesi sosyal kişiliğe saldırı olarak örnek gösterilebilir.
Diğer sebeplerle kişilik hakkına saldırı var ise bu durumlarda da manevi tazminat verilebilir. Ancak tazminata hükmedilebilmesi için yapılan saldırının hukuka aykırı olması şartı varıdır. Hukuka aykırılık yok ise bu durumda tazminat verilmez. Yargıtay bazı durumları manevi tazminat iin yeterli görmemiştir bu durumlar;
– Bağımsız ev temin edilmemiş olması kişilik hakkına saldırı olarak nitelendirilemez
– Evlenme törenininden sonra eşlerin bir araya gelip karı koca hayatı yaşamaması manevi tazminatı gerektirmez
Bu saydığımız örnekler gibi durumlarda manevi tazminata hükmedilmeyeceği yargıtayca öngörülmüştür.
B. Biçimsel Koşulları

Manevi tazminatın da biçimsel koşullarını ;
– İstek
– Süre
– Evlilik birliğinin boşanma ile son bulması olarak sıralayabiliriz.
1. İstek
Boşanmada manevi tazminat boşanmanın fer’i sonuçları arasında yer alır . Manevi tazminat istemi yazlı ya da sözlü olarak yapılır. Ancak sözlü isteklerin hukuki sonuç doğurabilmesi için sözlü isteklerin mahkeme tutanağına geçirilmesi zorunludur . Boşanma davasında manevi tazminata hükmedilmiş ise daha sonradan tekrar manevi tazminat istenemez . Boşanma davasında sonradan oluşan bir olgunun varlığı kanıtlanmamış ise başlangıçta istenilen manevi tazminatın miktarı ıslahla dahi artırılamaz . Aile mahkemesi hakimine verilen dilekçede manevi tazminat isteminde bulunan taraf ne istediğini açıkca bildirmelidir yoksa manevi tazminat verilmez . Yine manevi tazminat istemi yok ise ya da istek karara bağlanmadı ise manevi tazminat verilemez.
2. Süre
Manevi tazminatı isteyebilme süresi boşanmadan önceki süre ve boşanma davasından sonraki süre olarak ikili ayrıma tabidir.
i. Boşanmadan Önceki Süre
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m. 174/2 fıkrasına göre boşanmanın eki niteliğinde ki manevi tazminat boşanma hükmünün kesinleşmesine kadar her aşamada istenebilir .
ii. Boşanmadan Sonraki Süre
Medeni kanunumuza göre evliliğin boşanma sebebiyle son bulmasından dolayı doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Yani boşanma davasında istenmemiş manevi tazminat boşanma davasından sonra ayrı bir dava ile istenecek ise bu dava boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde açılmalıdır.
3. Evlilik Birliğinin Boşanma İle Sona Ermesi
Medeni kanunun 174/2 uyarınca manevi tazminat istenebilmesi için evlilik birliğinin boşanma ile son bulmuş olması lazımdır. Doğal olarak ayrılık kararı verilmiş ise ya da boşanma talebi red edilmiş ise manevi tazminata hükmedilmez.
III. MANEVİ TAZMİNAT KARARININ KAPSAMI
Bu bölümde manevi tazminatın miktarı, ödeme biçimi, indirimi, faiz verilemesi gibi konular hakkında bilgi vereceğim.
A) Miktarı
Manevi tazminatın miltarı belirlenirken verilcek tazminat zenginleşme aracı olmamalıdır . Ama veriecek manevi tazminat tazminat talep eden tarafın elem, kederini tazmin edici olmalıdır.
B) Ödenme Biçimi
Manevi tazminat aile mahkemesinin hükmüne göre toptan ödenebilir. Verilmiş olan manevi tazminatın kaldırılmsına veya indirilmesine karar verilemez . Yine aynı şekilde manevi tazminat irat şeklinde, taksitle, anlaşma yoksa yabancı para şeklinde ödenemez.
C. İndirim Sebebi
Manevi tazminat miktarı belirlenirken eşlerin kusurluluk oranı indirim sebebi olarak dikkate alınmalıdır .
D. Faiz
Boşanma davasında manevi tazminat için istenilen faiz hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmelidir. Eğer tazminat isteminde faiz talebi yoksa faize hükmedilemez. Yani faize hükmedilebilmesi için faiz isteminde bulunulmalıdır. Boşanma davasında manevi tazminat istemi, karar verilincey kadar her safhada istenebilir. Manevi tazminat istemine ilişkin bu uygulama onun eki olan faiz istemi içinde geçerlidir.
IV. MANEVİ TAZMİNATTA USUL
Bu bölümde manevi tazminata yönelik usul hükümleri konusunda bilgi vereceğiz.
– Görevli mahkeme,
– Yetkili mahkeme,

Bu saydığımız kapsamdaki usul işlemlerini şimdi ayrıntılıca inceleyeceğiz.
A. Görevli Mahkeme
Eğer manevi tazminat boşanma davasıyla beraber istenmiş ise bu durumda görevli mahkeme boşanmaya karar verecek olan aile mahkemesidir. Manevi tazminat boşanma davasında istenmemiş ise bu durumda; boşanma davasından ayrı bir davada istenen manevi tazminat usul hukukunda belirlenen miktara göre hangi mahkeme görevli ise o mahkemede istenir.
B. Yetkili Mahkeme
Yargıtaya göre boşanmadan sonra açılacak manevi tazminat davasında yetkili mahkemeyi belirlemekteki tercih hakkı davacıya aittir . yani burada bir kesin yetki söz konusu değildir. Terditli yetki söz konusudur. Örneğin davacı kendi yerleşim yerinde bu davayı açabilir.
V. SONUÇ
Kanunumuz boşanmada taraflara sadece maddi tazminat değil manevi tazminat isteminde bulunabilme hakkı vermiştir. Bu manevi tazminatı eğer istem varsa ağır kusurlu eş diğer eşe ödemek zorundadır . Verilecek manevi tazminat bir zenginleşme aracı olarak değil kişilik değerleri ya da bu değerlerden bir tanesi zedelenmiş tarafın bir nebze olsun bu zararını tazmin edebilmek amacını güder.

Whatsapp ile ulaşın bize
Whatsapp'a gönder

Bu Sayfadaki İçeriği KOPYALAYAMAZSNIZ !!!