OHAL Komisyonu
OHAL komisyonu elektronik ortamda başvuru alma, arşivleme ve inceleme işlemleri için özel bir bilgi işlem altyapısı oluşturulmuş, başvurulara ilişkin 20’den fazla kurum ve kuruluştan temin edilen bilgiler bu sisteme kaydedilmiştir. Kurumlardan intikal eden personel dosyaları, mahkeme dosyaları ve eski başvurularla birlikte toplam 494.320 evrakın tasnif, kayıt ve arşivleme işlemi tamamlanmıştır. Olağanüstü hal kapsamında yayımlanan KHK’lar ile 125.678’i kamu görevinden çıkarma (3.213 rütbe alma, 270 yurtdışı öğrencilikle ilişiği kesilme, 2.761 kurum ve kuruluş kapatma) olmak üzere toplam 131.922 tedbir işlemi gerçekleştirilmiştir.
KHK ile ihraç işlemlerinin bu şekilde tamamen denetimsiz kalması üzerine OHAL KHK’ları ile yapılan işlemlere karşı yapılan başvuruları incelemek üzere OHAL ilanından yaklaşık 6 ay kadar sonra OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu kurulmuştur. Ancak komisyonun faaliyete geçmesi de altı ayı geçen bir süreyi bulmuştur. Komisyonun çalışmasına ilişkin usul ve esaslar 12.07.2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmışsa da Komisyon bu tarihte dahi başvuru almamıştır. Sonuç olarak bir yıla yakın bir süre OHAL KHK’ları ile yapılan işlemler karşı etkili başvuru hakkı ve hak arama hürriyeti kullanılamamıştır.
OHAL Komisyonu Kararı
OHAL KHK’ları ile gerçekleştirilen kamu görevinden ya da öğrencilikten ihraç, rütbe sökme ya da kurum kuruluş kapatma gibi işlemlere karşı dava açılabilmesi için öncelikle komisyona başvuruda bulunulması gerekmektedir. Başvurunun komisyon tarafından reddedilmesi halinde OHAL işlemlerine karşı dava açılabilecektir.
Komisyon yaptığı inceleme sonucunda başvurunun kabulüne veya reddine karar vermektedir. Yedi kişiden oluşan Komisyonun toplantı ve karar yeter sayısı dörttür. Çekimser oy kullanılamaz. Komisyon kararları idari yargı denetimine tabidir. Komisyon kararlarına karşı Ankara idare mahkemelerinde ilgilinin en son görev yaptığı kurum veya kuruluş aleyhine iptal davası açılabilir.
Komisyonun görevi olağanüstü hal kapsamında başka bir idari işlem tesis edilmeksizin doğrudan kanun hükmünde kararname hükümleri ile tesis edilen işlemlere ilişkin başvuruları değerlendirmek ve karara bağlamaktır. Komisyona yapılan başvurular, aranan şartlara uygunluk bakımından ön incelemeye tabi tutulur. Ön inceleme sonucunda süresi içinde yapılmadığı, başvuru sahibinin konuyla ilgili hukuki menfaatinin bulunmadığı, bu Kanun kapsamına girmediği veya diğer şekil şartlarını taşımadığı tespit edilen başvurular reddedilir.
OHAL İhraçları
15 Temmuz sonrasındaki olağanüstü hal sürecinde 100.000 aşkın kamu personeli OHAL KHK’ları ile kamu görevinden ihraç edilmiştir. 15 Temmuz 2016 darbe girişimini takip eden OHAL sürecinde KHK’lar ile çok sayıda kamu personeli kamu hizmetinden, meslekten ve teşkilatlardan çıkarılmış, öğrencilerin ilişiği kesilmiş, emekli personelin rütbeleri alınmış, dernekler, vakıflar, sendika, federasyon ve konfederasyonlar, özel sağlık kuruluşları, özel öğretim kurumları, vakıf yükseköğretim kurumları, özel radyo ve televizyon kuruluşları, gazete ve dergiler, haber ajansları, yayınevleri ve dağıtım kanalları kapatılmıştır.
Tüm bu iş ve işlemler OHAL KHK’ları ile yapıldığı için bunlara karşı idari ve yargısal başvuru, dava, itiraz ve hak arama yolları kapatılmıştır. İhraç işlemlerine karşı idari yargıya ve Anayasa Mahkemesine yapılan başvurular OHAL KHK’larının yargısal denetime tabi olmadıkları gerekçesiyle incelenmeksizin reddedilmiştir.
İhraç Kriterleri
15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında ilan edilen olağanüstü hal ve bu dönemde çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle yüz bini aşkın kamu personeli terör örgütü üyeliği ile suçlanarak kamu görevinden ihraç edilmiştir. OHAL sonrasında da yine aynı gerekçelerle sözleşme yenilememe, feshetme, devlet memurluğundan çıkarma gibi idari işlem ve kararlarla çok sayıda kamu personelinin görevine son verilmiştir. Bu gerekçeler güvenlik soruşturmalarının olumsuz sonuçlanmalarına neden olmaları açısından da kişilerin kamu görevine girmesine engel olmaktadır.
Ne yazık ki şimdiye kadar ihraçların hangi kriterlere göre yapıldığı konusunda hiçbir resmi açıklamada bulunulmamıştır. Ancak basına yansıyan haberlerden, yetkililerin açıklamalarından, OHAL Komisyonu ve yargı kararlarından hiçbir suç işlememiş, hatta disiplin cezası dahi almamış olsa bile bir kamu personeli ile yasa dışı oluşum arasında herhangi bir şekilde bir bağ kurulabilmesinin o personelin kamu görevinden ihracı için yeterli görüldüğü anlaşılmaktadır. Bu bağ da kamu görevlisinin kişisel ve sosyal ilişkilerinin, hatta hayata bakış açısının sübjektif bir değerlendirmeye tabi tutulmasıyla kurulmaktadır ki bu durumun hukuka uygunluğundan söz edebilmek mümkün değildir.
Bu çerçevede kişinin kendisinin ve yakın çevresinin:
- Sosyal medya paylaşımları ve bu paylaşımlarındaki yorum ve değerlendirmeleri, takip ettiği kişiler,
- Bankasya hesabının olup olmadığı, hesap türü ve miktarı, hesap hareketleri, Bankanın takibe alınması ve elkonulması sürecinde hesabında artış olup olmadığı,
- Yardım yaptığı ya da desteklediği kişi, kurum ve kuruluşlar, vakıflar ve dernekler, yardım kuruluşları,
- Takip ettiği yazılı, görsel ve sosyal medya yayınları, siteler, gazete, kitap ve dergiler,
- Öğrenim gördüğü ve mezun olduğu okullar, gittiği kurs ve dershaneler, katıldığı seminer ve paneller,
- Üye olduğu sendika, dernek, vakıf ve diğer sivil toplum kuruluşları,
- Özel sektörde çalıştığı kurum ve kuruluşlar, işyerleri,
- Yasa dışı oluşumlarla irtibatlı olduğu şüphesi olan kişilerle yaptığı görüşmeler, konuşmalar, mesajlaşmalar,
- Bylock kullanıp kullanmadığı,
- Genel kabul görmüş siyasi eğilimlere uygun olmayan turum ve davranışları olup olmadığı,
- Hakkında yapılan ihbarlar,
- Hakkındaki kurum kanaati,
- İdari ve adli soruşturmalarda, iş ve işlemlerde adının geçip geçmediği,
- Özel yurtlarda ve öğrenci evlerinde kalınıp kalınmadığı,
- Sohbet ya da toplantılara katılıp katılmadığı,
- Himmet verip vermediği,
ve benzeri hususların ihraç kriteri olarak kullanıldığı görülmektedir. İlk derece yakınlar başta olmak üzere yakın çevresi de bu kriterler nedeniyle haklarının ihlali ve kişinin cezalandırılması için yeterli görülebilmektedir.
İhraç kriteri olarak kullanılan bu hususların hiçbirisi yürürlükte olan kamu personel mevzuatı ve ceza hukuku hükümleri kapsamında disiplin suçu ve suç niteliği taşımamaktadır. Dolayısıyla da bu kriterler esas alınarak yapılan ihraçların hukuka uygunluğundan söz edilemez. Kaldı ki, suç işlediği öne sürülen kamu görevlileri hakkında uygulanacak usul ve hükümler de mevzuatımızla tespit edilmiştir. Kamu personel mevzuatı hükümleri gereğince disiplin suçu işlediği öne sürülen kamu personeli hakkında disiplin soruşturması açılması ve kendisine savunma hakkı tanınması gerekmektedir. Disiplin cezası ile cezalandırılan kamu görevlisinin ayrıca itiraz ve dava hakları da bulunmaktadır Aynı şekilde, suç işlediği öne sürülen kamu personeli hakkında usulüne uygun bir adli soruşturma ve kovuşturma neticesinde karar verilmesi gerekmektedir.
OHAL süresinde ve sonrasında yukarıdaki kriterlere göre yapılan ihraçlar savunma hakkı tanınmadan, masumiyet karinesi ve cezaların şahsiliği ilkelerine aykırı bir şekilde tesis edilmeleri başta olmak üzere tüm yönleriyle hukuka aykırı bulunmaktadır. Bununla birlikte, günümüzün olağanüstü şartlarında bu kriterlerin terör örgütü üyeliği için yeterli olduğu algısının yerleşmiş olduğu dikkate alınarak ihraçlara karşı yapılacak idari ve adli başvurularda konunun çok dikkatli bir şekilde ele alınması ve açıklanması gerekmektedir. Söz gelimi bir kamu personeli çocuğunu OHAL KHK’sı ile kapatılan bir okula gönderdiği gerekçesiyle ihraç edilmiştir. Oysa ki, bu okul o dönemde Devletin ilgili kurum ve kuruluşlarından aldığı izin ve ruhsatlar çerçevesinde, Devletin izni ve bilgisi dahilinde, gözetim ve denetiminde faaliyet göstermekteydi. Dolayısıyla da resmi usul ve prosedüre uygun bir şekilde faaliyet gösteren bir okula gittiği gerekçesiyle kimsenin haklarından mahrum bırakılarak cezalandırılması mümkün değildir. Bununla birlikte bu konuda açıklama yapılırken bu okulun tercih edilmesindeki çevresel ve diğer etkenlere de yer verilmelidir. Gerçekten de, kişiler çocuklarını gönderecekleri okulları seçerken evine olan yakınlığına, eğitim saatlerinin mesai saatlerine olan uyumuna, eğitim kalitesine, ücretine, servis ve sosyal imkanlarına bakmaktadır. Aynı şekilde işsizlik oranının çok yüksek olduğu ve iş bulmanın bir hayli zor olduğu günümüz koşullarında kimse çalışacağı işyerinin ve patronlarının yasadışı bağlantılarını araştırmaz ve bilemez. Bilmesi de mümkün değildir. Yasa dışı faaliyet gösteren kişi, kurum ve kuruluşları tespit ederek gereken önlemleri almak devletin görevi ve sorumluluğudur. Bu itibarla yasa dışı bir işyerinde SGK kaydı olduğu gerekçesiyle vatandaşın cezalandırılması hukuka uygun değildir.
Bir örnek daha vermek gerekirse, üniversite eğitimi için memleketin bir ucundaki evinden diğer ucundaki okuluna giden bir öğrenciye devlet yurdunun çıkmaması, eğitimine devam etmek için özel bir yurtta kalmak zorunda kalması ve resmi izinle çalışan bu özel yurtta kaldığı için daha sonra memurluğa alınmaması hukuken hiçbir şekilde izah ve kabul edilebilir bir durum değildir.
Sonuç olarak OHAL dönemi ve sonrasındaki ihraçlar ile kamu görevine alınmama yönündeki işlemler hukuka uygun değildir. Zira savunma hakkı, usulüne uygun bir disiplin soruşturması, itiraz ve dava hakları tanınmadan disiplin cezası ve benzeri yaptırımlar uygulanamayacağı gibi adil yargılama sonucu verilen ve kesinleşen bir mahkumiyet hükmü olmadıkça kişilerin terörist ilan edilmeleri mümkün değildir. Bununla birlikte aksi yöndeki yerleşik uygulama ve algı dikkate alınarak bu yöndeki işlemlere karşı idari ve adli yönden çevresel ve fiziki etkenleri de göz önünde bulunduran detaylı açıklamalarda bulunulmalıdır. Bu aşamalardaki idari ve adli süreçlerde konusunun uzmanı olan idare ve ceza avukatından profesyonel hukuki destek alınması büyük önem taşımaktadır.
OHAL Komisyonu Kararına İtiraz Yapılabilir mi?
Kanunda komisyon kararlarına karşı itiraza ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle OHAL Komisyonu kararına itiraz mümkün değildir. Red kararlarına karşı Kamu Denetçiliği Kurumuna başvurulabileceği düşünülebilirse de Kanun komisyon kararlarına karşı iptal davası açılabileceğini hükme bağladığından herhangi bir hak kaybına uğramamak ve sürecin uzamaması için en doğru yol red kararlarına karşı iptal davası açılmasıdır.
Bu sebeple OHAL komisyonu kararına sadece idari dava açılabilir. Açılacak idari davada yürütme durdurma talep edilmelidir. Dava sadece Ankara İdare Mahkemesine açılabilir. Aksi durumda yetkisizlik kararı verilerek dosyanız Ankara’ya gönderilecektir.
Komisyon Kararlarına Karşı İptal Davası
OHAL Komisyonu kararına itiraz mümkün olmadığından tek ve son çare idari dava açılmasıdır. Komisyon kararlarına karşı Ankara idare mahkemelerinde ilgilinin en son görev yaptığı kurum veya kuruluş aleyhine iptal davası açılabilir. Bu davalarda ayrıca Cumhurbaşkanlığına ve Komisyona husumet yöneltilemez. Dava açma süresi kararın tebliğinden itibaren 60 gündür.
Komisyon kararlarına karşı iptal davası açılırken özellikle şu noktalara dikkat edilmelidir.
- Dava açma süresi kararın tebliğinden itibaren 60 gündür. Bu süre kesinlikle kaçırılmamalıdır.
- Dava son görev yapılan kurum ya da kuruluşa karşı açılmalıdır. Komisyona karşı dava açılmamalıdır. Komisyona karşı dava açılması durumunda hasım düzeltme nedeniyle dava süreci uzayabilir.
- Dava Ankara idare mahkemesinde açılmalıdır. Dava dilekçesi Ankara Nöbetçi İdare Mahkemesine hitaben yazılmalıdır.
- Dava dilekçesinde eğitim ve meslek hayatı ile ilgili kısa bilgiler verilmeli, başarı belgeleri ve ödüller dilekçeye eklenmeli, disiplin cezası alınmadıysa bu durum vurgulanmalıdır.
- Genel olarak OHAL KHK’larının hukuka aykırılığı kısaca açıklanmalıdır. Temel hak ve hürriyetlerin KHK ile düzenlenemeyeceği, ölçülülük ilkesine aykırılık ve KHK’ların Anayasamıza ve temel hukuk ilkelerine aykırılığı açıklanmalıdır.
- Komisyon kararına gerekçe yapılan somut hususlara ilişkin açıklamalar yapılmalı, doğru olup olmadıkları, doğru iseler işlem tesisine dayanak yapılıp yapılamayacakları analiz edilmelidir. Söz gelimi çocuğunuzun gittiği okul nedeniyle ihraç edilmiş olabilirsiniz ve başvurunuz da yine bu sebeple reddedilebilir. Öncelikle bu bilgi doğru değilse, yani çocuğunuz belirtilen okula gitmemişse bunu vurgulamalısınız. Şayet çocuğunuz okula gitti ise bunu açıklamalısınız: Mesela çocuğunuz burs kazanmış olabilir, okul evinize yakındır ya da mesai saatleriniz nedeniyle çocuğunuzu okula vermiş olabilirsiniz. Şayet bu okul devlet desteği almışsa bunu kesinlikle belirtmelisiniz. En azından okulun o sırada resmi makamların izni ve bilgisi dahilinde, denetim, gözetim ve kontrolünde, yetkili kurum ve kuruluşlardan alınan izin ve ruhsatlar çerçevesinde faaliyet gösterdiğini, tamamen yasal ve legal bir görünüm arz ettiğini, devletin dahi okulun yasadışı bağlantılarını ancak darbe sonrası fark edip önlem alabildiğini, bundan dolayı yaptırıma maruz bırakılamayacağınızı vurgulamalısınız.
- Hakkınızda takipsizlik kararı ya da beraat hükmü varsa bunu da belirtip eklemelisiniz.
- Komisyon kararının iptali ile birlikte mahrum kaldığınız maddi ve özlük haklarınızın yasal faiziyle ödenmesini istemelisiniz.
Davanın reddi halinde, yani kaybetmeniz durumunda 30 günlük süre içinde istinaf başvurusunda bulunmalısınız. İstinaf talebinin de reddi halinde yine 30 gün içinde temyize gitmelisiniz.
OHAL Komisyonunun Ret Kararına İtiraz Süreci
- Bu açıklamalar, kamu görevinden bir KHK ile çıkarılan, bu hususta OHAL Komisyonuna başvuru yapan ve başvuruları Komisyonca reddedilen kişileri ilgilendirmektedir.
- 17 Temmuz 2017 tarihinden itibaren başvuruları kabul eden OHAL Komisyonu Kasım 2017 tarihinden bu yana ret kararları vermeye başlamıştır. Bu ret kararlarına karşı süresi içerisinde (60 gün) Ankara İdare Mahkemesine yürütme durdurma istemli iptal davası açılmalıdır.
- İptal davasına dayanak olmak üzere bir iptal dava dilekçesi hazırlanmalıdır.
- Bu dilekçeyi süresinde idare mahkemesine sunarak, iptal davası açmanızda yarar vardır. Bu dava ret kararı ile sonuçlanırsa, bu kez Ankara Bölge İdare Mahkemesine istinaf başvurusunda bulunmak gerekecektir. Daha sonra ise Danıştay’a temyiz başvurusu ve Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapmak gerekecektir. Son olarak AİHM’ye başvuru yapılabilecektir.
- Dilekçede duruşma talebinde bulunuldu. Mahkeme duruşma talebini kabul etmiş olsa da duruşmaya gitme zorunluluğu yoktur. Talep kabul edilirse duruşmada sözlü olarak davanın kabul edilmesi gerektiğini anlatabilirsiniz.
- Dilekçe Adli Yardım talebinde bulunabilirsiniz. Adli yardım talebinin kabul edilmesi için çalışmadığınıza, mali durumunuzun iyi olmadığına dair temin edebildiğiniz belgelerin dilekçe ekinde sunulması gerekir.
- Tüm belgelerin birer fotokopisini ve yaptığınız masraflara dair belgelerin de birer örneğini mutlaka saklayınız.
- 60 günlük dava süresi, OHAL Komisyonu kararının size tebliğ edildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Süreyi kaçırmayınız.
- Eğer Ankara dışında ikamet ediyorsanız, bulunduğunuz il adliyesinden Ankara İdare Mahkemesine gönderebilirsiniz.
- Maddi ve manevi tazminat talepleri bu davayla birlikte istenmeyecek. Bu davanın konusu sadece OHAL Komisyonu kararının iptalidir.