ETKİN PİŞMANLIK CEZA VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA DAİR KARAR

T.C.
AYDIN
2. AĞIR CEZA MAHKEMESİ
                                                                                                                                    CVYO

DOSYA NO : 2020/
KARAR NO : 2020/
C.SAVCILIĞI ESAS NO : 2020/

GEREKÇELİ KARAR
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
C. SAVCISI :
KATİP :

DAVACI : K.H.
SANIK :
MÜDAFİİ :
SUÇ : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma
GÖZALTI TARİHİ :
SUÇ TARİHİ / SAATİ :
SUÇ YERİ : AYDIN/MERKEZ
KARAR TARİHİ :

Yukarıda açık kimliği yazılı sanık hakkında mahkememizde yapılan yargılama sonunda:
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA :
Aydın C.Başsavcılığı’nın xxxxxx tarih ve xxxxxx soruşturma sayılı iddianamesiyle; ”Cumhuriyet Başsavcılığımızca Re’ sen şüpheli hakkında FETÖ/PDY ile bağlantılı soruşturma başlatılmış olup bu kapsamda,
a- Şüpheli şahıs hakkında yapılan Bylock sorgusu:
Şüpheli şahıs ile alakalı olarak KOM Şube Müdürlüğü tarafından yapılan sorgulamada şahsın Bylock kaydı bulunmadığı tespit edilmiştir.
b- Şüpheli şahıs hakkında bulunan ithamlar:
b1-Şüpheli hakkında beyanda bulunan xxxxxx ifadesinde, 2012 yılında Deniz Harp Okulunu kazandığını, ikinci sınıfta okuduğu sırada sömestır tatili sırasında örgüt mahrem imamı xxxxx isimli abinin kendisi ile aynı okulda farklı bir sınıfta okuyan dosyamız şüphelisi ile kendisini tanıştırdığını, artık üç kişi olarak xxxxx isimli örgüt abisi ile hafta da bir veya iki haftada bir görüşmelere devam ettiklerini ve rutin olarak okuldaki arkadaşları hakkındaki bilgileri xxxxxxx simli örgüt abisine aktardıklarını okul kapanıncaya kadar görüşmelerinin devam ettiğini, 17-25 Aralık sürecinden sonra xxxxxx ile olan görüşmelerinin ayda bir defaya, xxxxxx ile olan görüşmelerinin ise iki ayda bir defaya düştüğünü belirtmiştir.
c- Şüpheli şahsın okul, dernek, SGK kayıtları hakkında:
Şüphelinin kendisinin ve ailesinin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile bağlantılı bir eğitim kurumu, dernek, vakıf veya şirkette kaydına rastlanmamıştır.
d- Şüpheli şahsın Bank Asya hesabı hakkında:
Şüphelinin Bankasya’da hesabı bulunmamaktadır…………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………

H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Her ne kadar sanık xxxxxxxx hakkında Fethullahçı Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak suçundan TCK’nın 314/2 maddeleri gereğince cezalandırılması talebi ile kamu davası açılmış ise de, yakalama ve üst arama tutanağına göre ev araması sırasında evde bulunmamasına rağmen sonradan bizzat savcılığa kendi gelip teslim olduğu ve etkin pişmanlık kapsamında konumuna uygun ayrıntılı beyanlarda bulunduğu, dolayısıyla etkin pişmanlık şartlarının oluştuğu anlaşılmakla; TCK’nun 221/4-1.cümle maddesi gereğince sanık HAKKINDA CEZA VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmış olması göz önüne alınarak 5237 sayılı TCK.nın 221/5.maddesi gereğince taktiren 1 yıl süre ile sanık hakkında DENETİMLİ SERBESTLİK TEDBİRİ UYGULANMASINA,
2-Sanığın yargılanması nedeniyle yapılan ve dökümü gerekçeli kararda gösterilecek olan TL yargılama giderinin sanıktan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Sanık hakkında verilen tüm adli kontrol tedbirlerinin KALDIRILMASINA,
Dair, sanığın ve müdafiinin yüzüne karşı, C.Savcısı’nın huzurunda, mütalaaya uygun,
CMK.’nun 273.maddesi uyarınca yüze karşı verilenler yönünden tefhim tarihinden itibaren 7 gün içinde tarafların bulundukları yer Ağır Ceza Mahkemesi aracılığıyla veya doğrudan mahkememize dilekçe verilmesi veya zabıt katibine beyanda bulunulması suretiyle (tutuklu bulunan sanıklar yönünden aynı süre içinde zabıt katibine veya tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumu ve tutukevi müdürüne beyanda bulunmak suretiyle veya bu hususta bir dilekçe vererek) İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere ve istinaf yoluna başvurulmadığı takdirde kararın kesinleşeceğinin ihtarıyla oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen tefhim edildi.

SD Kart Kodlama Harfi

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosunun 18.04.2017 tarihinde ele geçirdiği micro SD kartta Emniyet Genel Müdürlüğü personelinin FETÖ/PDY üyeleri tarafından fişlendiği ve personelin;

  • Örgüt mensubunun örgüte bağlılık derecesi, katıldığı örgütsel toplantı sayısı, örgüt evinde kalma durumu ve verdiği himmet miktarı,
  • Örgütten zaman içinde ayrılmış örgüt eski üyesinin örgüte bakışı, örgüte geri dönme potansiyeli, varsa katıldığı örgütsel toplantı sayısı ve verdiği himmet miktarı,
  • Örgüt mensubu değilse örgüte bakış açısı, sosyal hayattaki tavru, yaşam tarzı,
  • Örgüt mensubu olsun olmasın bazı personelin özel ve meslek hayatındaki ilişkin kişi özelinde hazırlanış açıklamaların yer aldığı ve örgüt perspektifiyle çeşitli sistematik kodların verdiği tespit edilmiş.

Ele geçirilen bu dijital veri içerisinde “Tüm Liste, Güncel Liste ve Tüm Emekli” isimli tablolar vardır. Her personele bu tabloda amir ve memur olarak sınıflara ayrılmış ve A4, A5, B4, B5, SAY, EA, AD, F vb harf ve rakam kodlarıyla yaklaşık 80 kategoriye ayrılmıştır.

0Hakkında bilgi olmayan personeli ifade ettiği,
2Polis Akademisinden yeni mezun olmuş ancak hala meslekteki derecelendirilmesi yapılmamış kişilerden Akademide FETÖ mensubu olmayan, Cuma namazlarını kılan kişileri ifade ettiği,
3Polis Akademisinden yeni mezun olmuş ancak hala meslekteki derecelendirilmesi yapılmamış kişilerden Akademide FETŐ mensubiyeti olan ancak örgüte bağlılığı alt seviyede olan kişileri ifade ettiği,
4Polis Akademisinden yeni mezun olmuş ancak hala meslekteki derecelendirilmesi yapılmamış kişilerden Akademideki FETÖ bağlılığı orta düzey olan kişiyi ifade ettiği,
5Polis Akademisinden yeni mezun olmuş ancak hala meslekteki derecelendirilmesi yapılmamış kişilerden Akademideki FETÖ bağlılığı en üst olan kişiyi ifade ettiği.
?Hakkında kanaat yazılamamış EGM personelini ifade ettiği.
AFETO mensubiyeti olan, teslimiyeti, sadakati ve bağlılığı üst seviyede olan kişileri ifade ettiği, (Normalde A’nın yanına rakam yazıldığı, ancak burada eksik yazılmış olabileceği değerlendirilmiştir.)
A?FETO mensubiyeti olan, teslimiyeti, sadakati ve bağlılığı üst seviyede olan ancak A4 veya A5 derecesine karar verilememiş kişiyi ifade ettiği,
A4FETO mensubiyeti olan, teslimiyeti, sadakati ve bağlılığı üst seviyede olan kişiyi ifade ettiği,
A4?FETO mensubiyeti olan, teslimiyeti, sadakati ve bağlılığı üst seviyede olan ancak A5 ile A4 arasında kararsız kalınmış kişileri ifade ettiği,
A5FETÖ mensubiyeti olan, teslimiyeti, sadakati ve bağlılığı en üst seviyede olan kişileri ifade ettiği,
A5?FETÖ mensubiyeti olan, teslimiyeti, sadakati ve bağlılığı üst seviyede olan ancak A5 ile A4 arasında kararsız kalınmış kişileri ifade ettiği,
AÇIKTAFETÖ mensubu veya örgüt tarafından ilgilenilen, yani DİL seviyesinde bulunan personelin görevden uzaklaştırma durumunu belirtmek üzere yazıldığı değerlendirilmiştir.
ADEmniyet içindeki FETO yapılanmasının etki alanı dışındaki kişileri tanımlar.
AD-GAEmniyet içindeki FETÖ yapılanmasının etki alanı dışındaki kişilerden; gammazlama yapan, aleyhte çalışan kişileri ifade ettiği,
AKTFETO mensubu personelin örgütten uzaklaşıp tekrar FETÖ’ye döndüğünü belirten ve örgüt üyeleri için kullanılan bir kod olarak değerlendirilmiştir. (Bazen de FETŐ mensubu personelin abiler arasındaki nakil durumunu belirttiği değerlendirilmiştir.)
BFETO mensubiyeti olan, sadakati ve bağlılığı olan ancak bazı konuları sorgulayan veya zaafı olan kişileri ifade ettiği, (Normalde B’nin yanına rakam yazıldığı, ancak burada eksik yazılmış olabileceği değerlendirilmiştir.)
B4FETO mensubiyeti olan, sadakati ve bağlılığı olan ancak bazı konuları sorgulayan veya zaafı olan kişileri ifade ettiği,
B5FETO mensubiyeti olan, sadakati ve bağlılığı olan ancak bazı konuları sorgulayan kişileri ifade ettiği.
B5?B4 ile B5 arasında kararsız kalınmış kişiyi ifade ettiği.
CGeçmişte FETŐ sohbetlerine dahil olan ancak güncel olarak irtibat kurulmayan kişileri ifade ettiği, (17-25 Aralık sürecinden vareste olduğu değerlendirilmiştir.)
C?Örgütten kopup kopmadığı tam tespit edilemeyen kişiyi ifade ettiği,
CAGeçmişte FETŐ sohbetlerine dahil olan ancak güncel olarak irtibat kurulmayan kişilerden tekrar kazanılmaya en yakın olan kişileri ifade ettiği,
CAKTFETŐ mensubu iken örgütten kopan, daha sonra tekrar örgüte kazandırılarak aktarımı yapılan kişiyi ifade ettiği,
CBGeçmişte FETŐ sohbetlerine dahil olan ancak güncel olarak irtibat kurulmayan kişilerden tekrar kazanılmaya ikinci derecede yakın olan kişileri ifade ettiği,
CCGeçmişte FETÖ sohbetlerine dahil olan ancak güncel olarak irtibat kurulmayan kişilerden tekrar kazanılmaya üçüncü derecede yakın olan kişileri ifade ettiği,
CDGeçmişte FETÖ sohbetlerine dahil olan ancak güncel olarak irtibat kurulmayan kişilerden tekrar kazanılmaya dördüncü derecede yakın olan kişileri ifade ettiği,
CDE-CDPYanlış yazılmış olabileceği değerlendirilmiştir.
CEGeçmişte FETÖ sohbetlerine dahil olan ancak güncel olarak irtibat kurulmayan kişilerden tekrar kazanılmaya beşinci derecede yakın olan kişileri ifade ettiği,
CFC sınıflandırmasının normalde CE ye kadar olduğu, burada yanlış yazılmış veya örgüte tekrar katılım noktasında CE konumundaki kişilerden daha uzakta olan kişileri ifade etmek için kullanılmış olabileceği değerlendirilmiştir.
DADaha önce örgüt derslerine gelip gitmiş olanlardan küsüp ayrılarak FETŐ aleyhinde çatışan, zarar vermek için konuşan kişileri ifade ettiği,
DevirFETÖ mensuplarından tayin/okul bitirme döneminde devredilen personeli ifade ettiği.
Devir OlmadıKişinin FETÖ mensubu olduğunu gösteren kavramlardan biri olarak FETÖ mensubunun ‘cemaat’ abilerine devredilmesiyle alakalı olduğu,
Devir OlmayacakKişinin FETÖ mensubu olduğunu gösteren kavramlardan biri olarak FETÖ mensubunun ‘cemaat’ abilerine devredilmesiyle alakalı olduğu,
Devir?FETÖ mensuplarından tayin/okul bitirme döneminde devredilmesi sorulan kişileri ifade ettiği,
DışAlan dışı, FETÖ yapılanmasının içinde değil anlamında olduğu,
Dil-Dil1Emniyet içerisindeki FETÖ mensubu olmayan ancak FETÖ mensubu tarafından kazanılmaya çalışılan kişileri ifade ettiği, (Bu kodun kendi arasında DİL1, DİL2, DİL3 olarak kategorilendirildiği görülmüş, kazanılmaya en yakın olanın DİL3 koduyla ifade edildiği değerlendirilmiştir.)
Dil2-Dil3Emniyet içerisindeki FETÖ mensubu olmayan ancak FETÖ mensubu tarafından kazanılmaya çalışılan kişileri ifade ettiği, (Bu kodun kendi arasında DİL1, DİL2, DİL3 olarak kategorilendirildiği görülmüş, kazanılmaya en yakın olanın DİL3 koduyla ifade edildiği değerlendirilmiştir.)
DPDaha önce örgüt derslerine gelip gitmiş olanlardan küsüp ayrılarak FETÖ’ye ters bakan ancak örgüte karşı eylemsiz olan kişileri ifade ettiği,
DCYanlış yazılmış olabileceği değerlendirilmiştir.
EFarklı hayat görüşünden olan, işini iyi takip eden ve hayatının hiçbir döneminde FETÖ ile ilgisi olmayan kişileri ifade ettiği,
EAFETÖ içerisinde olup örgüt benim örgütüm diyen ancak bazı zaafları olan (himmet verme-kampa kalma-her çağrıldığında gelme-sigara-karşı cins-namaz) kişileri ifade ettiği,
EAVEA düzeyinin üstünde olup sivil abi olmadığında ders yaptıran vekil konumunda örgüt mensubunu ifade ettiği,
EBLEhlibeyt, FETÖ mensubu olmayan, alevi mezhebinden olan kişiyi ifade ettiği,
EDL-EDEhli dünya, FETÖ mensubu olmayan, dünya hayatıyla haşir neşir kişiyi ifade ettiği,
EDL-GAEhli dünyalardan gammazcı olan kişiyi ifade ettiği,
EMLYanlış yazılmış olabileceği değerlendirilmiştir.
F1-F2-F3-F4Farklı hayat görüşünden olan, hayatının hiçbir döneminde FETŐ ile bağlantısı olmamış, FETÖ tarafından zararlı görülen, örgüte zarar verebileceği düşünülen kişileri ifade ettiği,
F4-F5-F6Farklı hayat görüşünden olan, hayatının hiçbir döneminde FETŐ ile bağlantısı olmamış, FETÖ tarafından zararlı görülen, örgüte zarar verebileceği düşünülen kişileri ifade ettiği,
GHerhangi bir örgütle bağlantısı olmayan ancak dini vecibelerini yerine getiren güzel insan anlamında kullanıldığı,
GAFETÖ mensubu olmayan ancak FETÖ mensuplarını bilip onları amirlerine ifşa eden, gammazlama yapan, aleyhte çalışan kişileri ifade ettiği,
GMMLYanlış yazılmış olabileceği değerlendirilmiştir.
HataYanlış yazılmış olabileceği değerlendirilmiştir.
İ, İA, İB, İCFETÖ mensubu olmayan ancak örgüte kazandırılmak için ilgilenilen kişileri ifade ettiği, (kazanılmaya en yakın olanın İA koduyla ifade edildiği değerlendirilmiştir.)
İHLİmam Hatip mezunu ancak FETÖ mensubu olmayan kişileri ifade ettiği.
MAmirlerde farklı cemaatlere müntesip kişileri ifade ettiği,
Menfi-MMLFETÖ tarafından kötü görülen, zarar verebileceği düşünülen kişileri ifade ettiği,
MNL-MNYanlış yazılmış olabileceği değerlendirilmiştir.
MNMLFETÖ mensubu olmayan ancak başka cemaatlere müntesip kişileri ifade ettiği
MNML-MMLFETÖ mensubu olmayan ancak başka cemaatlerce müntesip kişilerden menfi görülenleri ifade ettiği,
SSüreçle alakalı bir kod olarak tek başına bir anlam ifade etmediği değerlendirilmiştir.
SAKT17-25 sürecinden etkilenmiş ancak tekrar örgüte aktarına hazır hale gelmiş kişileri ifade ettiği,
SAYFETÖ mensubu olup her şeyiyle teslim olan ancak yöneticilik vasıfları olmayan polis memurunu ifade ettiği,
SAY?SAYA ile SAYV arasında kalınan değerlendirmeyi ifade ettiği,
SAYAFETÖ mensubu olup “gassalın elindeki meyyit” olarak ifade edilen, zaafları olmayan, her şeyiyle kendisini örgüte teslim etmiş polis memurlarını ifade ettiği,
SAYVFETÖ mensubu olup “gassalın elindeki meyyit” olarak ifade edilen, zaafları olmayan, her şeyiyle kendisini örgüte teslim etmiş, yöneticilik vasfı olan, grubu olan ve sohbet hocalığı yapan polis memurlarını ifade ettiği,
SC17-25 Aralık sürecinden etkilenmiş olan FETÖ mensuplarının tekrar kazanılması ile ilgili bir kodlama olarak değerlendirilmiştir.
SCA17-25 Aralık sürecinden etkilenmiş olan FETÖ mensuplarından tekrar kazanılmaya yakın olan kişileri ifade ettiği,
SCB17-25 Aralık sürecinden etkilenmiş olan FETÖ mensuplarından tekrar kazanılmaya ikinci derecede yakın kişileri ifade ettiği,
SCC17-25 Aralık sürecinden etkilenmiş olan FETÖ mensuplarından tekrar kazanılmaya üçüncü derecede yakın kişileri ifade ettiği,
SCD17-25 Aralık sürecinden etkilenmiş olan FETÖ mensuplarından tekrar kazanılmaya dördüncü derecede yakın kişilerdir. Kazanılması zor olan kişidir.
SCD-GA17-25 Aralık sürecinden etkilenmiş olan FETÖ mensuplarından tekrar kazanılmaya dördüncü derecede yakın kişilerden gammazcı olan kazanılması zor olan kişileri ifade ettiği,
SCDAYazım yanlışı olabileceği, süreçle alakalı bir kod olduğu ve 17-25 sürecinden önce FETÖ mensubu olan kişiyi ifade ettiği değerlendirilmiştir.
SCEYazım yanlışı olabileceği, süreçle alakalı bir kod olduğu ve 17-25 sürecinden önce FETÖ mensubu olan kişiyi ifade ettiği değerlendirilmiştir.
SCPYazım yanlışı olabileceği, süreçle alakalı bir kod olduğu ve 17-25 sürecinden önce FETÖ mensubu olan kişiyi ifade ettiği değerlendirilmiştir.
SDAYazım yanlışı olabileceği, süreçle alakalı bir kod olduğu ve 17-25 sürecinden önce FETÖ mensubu olan kişiyi ifade ettiği değerlendirilmiştir.
SDCYazım yanlışı olabileceği, süreçle alakalı bir kod olduğu ve 17-25 sürecinden önce FETÖ mensubu olan kişiyi ifade ettiği değerlendirilmiştir.
SDEYazım yanlışı olabileceği, süreçle alakalı bir kod olduğu ve 17-25 sürecinden önce FETÖ mensubu olan kişiyi ifade ettiği değerlendirilmiştir.
SDİL3DİL kodunun Emniyet içerisindeki FETÖ mensubu olmayan ancak FETÖ mensubu tarafından kazanılmaya çalışılan kişileri ifade ettiği, (Bu kodun kendi arasında DİL1, DİL2 ve DİL3 olarak kategorilendirildiği görülmüş, kazanıImaya en yakın olanın DİL3 koduyla ifade edildiği ancak burada yanlış yazılmış olabileceği değerlendirilmiştir.
SDPYazım yanlışı olabileceği, süreçle alakalı bir kod olduğu ve 17-25 sürecinden önce FETÖ mensubu olan kişiyi ifade ettiği değerlendirilmiştir.
SEASüreçten etkilenmiş EA sınıfı personeli ifade ettiği, (17-25 sürecinden önce FETÖ mensubu olan kişileri ifade ettiği değerlendirilmiştir.)
SGAYazım yanlışı olabileceği, süreçle alakalı bir kod olduğu ve 17-25 sürecinden önce FETÖ mensubu olan kişiyi ifade ettiği değerlendirilmiştir.
SLM-SMYazım yanlışı olabileceği, süreçle alakalı bir kod olduğu ve 17-25 sürecinden önce FETÖ mensubu olan kişiyi ifade ettiği değerlendirilmiştir.
SMLFETÖ mensubu olmayan potansiyel ilgilenilecek kişileri ifade ettiği,
SÖZFETÖCÜ olmayan ve şu anda bir kategori olarak kullanılmayan ancak daha önceki yıllarda örgüt içerisinde DİL3 ile EA arasındaki bir kategoride tasniflenen kişileri ifade ettiği,
SSAY, SSAYA17-25 sürecinden etkilenerek FETÖ’den ayrılmış, yukarıda açıklanan SAY sınıfından olan kişileri ifade ettiği,
SSAYV17-25 sürecinden etkilenerek FETÖ’den ayrılmış, yukarıda açıklanan SAY sınıfından olan kişileri ifade ettiği,
SVHT, VHTSüreçle alakalı bir kod olduğu veya yanlış yazılmış olabileceği değerlendirilmiştir.
TMLYanlış yazılmış olabileceği değerlendirilmiştir.
XDİL3Yazım yanlışı olabileceği ancak DİL3 kodunun FETÖ mensubu olmayan ancak kazanılmaya yakın kişileri ifade etmek için kullanıldığı değerlendirilmiştir.
ZARARLIFETÖ mensubu olmayan ve örgüte zararı dokunabilecek kişiyi ifade ettiği değerlendirilmiştir.
ZRRFETÖ mensubu olmayan ve örgüte zararı dokunabilecek kişiyi ifade ettiği değerlendirilmiştir.
YOMemurluktan geçme Amir personeli ifade ettiği,
YURTDIŞI, YDYurtdışında görevli personeli ifade ettiği,
YOKHakkında bilgi olmayan kişiyi ifade ettiği değerlendirilmiştir.

ETKİN PİŞMANLIK FAZLA CEZA TAYİNİ NEDENİ İLE BOZMA

YARGITAY 16. CEZA DAİRESİ

Esas No : 2019/11474
Karar No : 2021/4427

Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.04.2008 tarih ve 9-18-78 sayılı kararında açıklandığı üzere; etkin pişmanlık hükümlerinin amacı, bir yandan terör ve örgütlü suçlarla mücadele bakımından stratejik önemi nedeniyle en etkili bilgi edinme ve mücadele araçlarından olan örgütün kendi mensuplarını kullanmak, diğer taraftan da suç işlemeyi önlemek, mensup olduğu yasa dışı örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olanları ve işlediği suçtan pişmanlık duyanları cezalandırmayarak ya da cezalarında belli oranlarda indirim yaparak yeniden topluma kazandırmaktır.
TCK’nın 221/4. fıkrasının 2. cümlesinden yararlanabilmek için; failin yakalandıktan sonra bilgisi ölçüsünde örgüt içerisindeki konumuyla uyumlu şekilde kendisinin ve diğer örgüt üyelerinin eylemleri, örgütün yapısı ve faaliyetleriyle ilgili yeterli ve samimi bilgi vererek suçtan pişmanlığını söz ve davranışlarıyla göstermesi gerekmektedir. Bu bilgi maddenin üçüncü fıkrasında aranan, örgütü çökertecek nitelikteki bilgi değildir. Verilen bilginin önemi cezanın belirlenmesinde dikkate alınmalıdır (Dairemizin 12.05.2015 tarih, 2015/1426 E. 2015/1292 K. 26.10.2015 tarih, 2015/1565-3464 K.).
TCK’nın 221/4. fıkrasının 2. cümlesi kapsamında etkin pişmanlıkta bulunulduğunun kabulü halinde bu suçtan dolayı verilecek cezada 1/3’ten 3/4’e kadar bir indirim yapılacağı öngörülmektedir. Buna göre belirlenen cezadan en az 1/3, en fazla 3/4 oranında bir indirim yapılacaktır. Bu iki sınır arasında yapılacak indirim, verilen bilginin niteliği, örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ya da diğer örgüt mensuplarının tespiti ile ilgili olmak üzere elverişlilik derecesi, ceza soruşturması ya da kovuşturmasının hangi aşamasında etkin pişmanlıkta bulunulduğu gibi kıstaslar nazara alınarak mahkeme tarafından takdir ve tayin edilecektir.
Bu açıklamalar ışığında, somut olay değerlendirildiğinde;
Silahlı terör örgütüne üye olduğu ve incelenen dosya kapsamı ve delillere göre yakalandıktan sonra yargılama aşamasında örgütte kaldığı süre ve konumu itibarıyla örgütün yapısı, faaliyetleri ve diğer örgüt mensupları ile ilgili verdiği bilgilerin niteliği ve faydalılık derecesi nazara alındığında TCK’nın 221/4-2. cümlesinde öngörülen etkin pişmanlık şartlarını taşıdığı anlaşılan sanık hakkında yargılama sürecinde etkin pişmanlıkta bulunulan aşama da gözetilerek belirlenen cezadan dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun bir indirim yapılması gerekirken yeterli ve hukuki olmayan gerekçe yazılı şekilde fazla ceza tayini nedeni ile bozma gerektirmiştir.

1/6 indirim uygulanmaması nedeni ile bozma

T.C. YARGITAY 16. Ceza Dairesi Esas No : 2019/11474-Karar No : 2021/4427

Geçmişte haklarında herhangi bir suç kaydı bulunmayan, dosyaya yansıyan olumsuz davranışları da tespit edilemeyen sanıklar hakkında, “yargılama sürecindeki iyi hal davranışları lehine takdiri indirim sebebi kabul edildiği” halde ilgili ve yeterli gerekçe gösterilmeden genel uygulamadan da ayrılınarak indirimin 1/9 oranında tatbiki suretiyle ölçüsüz ve fazla ceza tayini bozma nedeni sayılmıştır.

ETKİN PİŞMANLIK İNDİRİMİNİN AZ OLMASI NEDENİ İLE BOZMA

16. Ceza Dairesi         2019/11438 E.  ,  2021/1088 K.

“İçtihat Metni”

Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Kütahya 3 Ağır Ceza Mahkemesinin 12.01.2018 tarih ve 2017/85- 2018/11 sayılı kararı
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 53, 58/7-9, 63. maddeleri uyarınca verilen mahkumiyet kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.04.2008 tarih ve 9-18-78 sayılı kararında açıklandığı üzere; etkin pişmanlık hükümlerinin amacı, bir yandan terör ve örgütlü suçlarla mücadale bakımından stratejik önemi nedeniyle en etkili bilgi edinme ve mücadele araçlarından olan örgütün kendi mensuplarını kullanmak, diğer taraftan da suç işlemeyi önlemek, mensup olduğu yasa dışı örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olanları ve işlediği suçtan pişmanlık duyanları cezalandırmayarak ya da cezalarında belli oranlarda indirim yaparak yeniden topluma kazandırmaktır.
TCK’nın 221/4. fıkrasının 2. cümlesinden yararlanabilmek için; failin yakalandıktan sonra bilgisi ölçüsünde örgüt içerisindeki konumuyla uyumlu şekilde kendisinin ve diğer örgüt üyelerinin eylemleri, örgütün yapısı ve faaliyetleriyle ilgili yeterli ve samimi bilgi vererek suçtan pişmanlığını söz ve davranışlarıyla göstermesi gerekmektedir. Bu bilgi maddenin üçüncü fıkrasında aranan, örgütü çökertecek nitelikteki bilgi değildir. Verilen bilginin önemi cezanın belirlenmesinde dikkate alınmalıdır (Dairemizin 12.05.2015 tarih, 2015/1426 E. 2015/1292 K. 26.10.2015 tarih, 2015/1565-3464 K.).
TCK’nın 221/4. fıkrasının 2. cümlesi kapsamında etkin pişmanlıkta bulunduğunun kabulü halinde bu suçtan dolayı verilecek cezada 1/3’ten 3/4’e kadar bir indirim yapılacağı öngörülmektedir. Buna göre belirlenen cezadan en az 1/3, en fazla 3/4 oranında bir indirim yapılacaktır. Bu iki sınır arasında yapılacak indirim, verilen bilginin niteliği, örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ya da diğer örgüt mensuplarının tespiti ile ilgili olmak üzere elverişlilik derecesi, ceza soruşturması ya da kovuşturmasının hangi aşamasında etkin pişmanlık bulunulduğu gibi kıstaslar nazara alınarak mahkeme tarafından takdir ve tayin edilecektir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, safahatta etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini ve pişmanlığını ifade ederek birtakım örgüt mensupları ve örgütsel faaliyetler hakkında bilgi veren sanık hakkında, gerekirse savunmasının teyidi bakımından örgüt liderinin talimatı üzerine iltisaklı Bank Asya’da bankacılık faaliyetleri yapıp yapmadığının yeniden alınacak ayrıntılı raporla tespit edilmek, verdiği örgüt mensuplarına ait isimler yönünden teşhis işlemi yaptırılmak sureti ile 5237 sayılı TCK’nın 221/4 maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışmasız bırakılması,
2- Kabul ve uygulamaya göre de;
a- Kararın gerekçesinde temel cezanın asgari hadden mi yoksa teşdiden mi uygulandığı hususunda çelişkiye düşülerek 5271 sayılı CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
b-Takdiri indirim nedeni olarak; failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failinin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususların göz önünde bulundurulması gerektiği gözetilmeden geçmişte hakkında herhangi bir suç kaydı ve sabıkası bulunmayan, son sözünde nedamette bulunan, dosyaya yansıyan olumsuz bir davranışı tespit edilemeyen sanık hakkında yerinde olmayan gerekçe ile TCK’nın 62. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
c-Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile TCK’nın 53/1. maddesindeki bazı düzenlemelerin iptal edilmiş olması nedeniyle bu karar doğrultusunda hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Kütahya 3 Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 11.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

İZMİR BAM BANK ASYA BERAAT

T.C.
İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

  1. Ceza Dairesi

TÜRK MİLLETİ ADINA
İSTİNAF KARARI

Esas No : 2019/2359
Karar No : 2021/1167

BAŞKAN : Bekir ŞAHİNER 39923
ÜYE : Tayfun ÖZANT 37937
ÜYE : Volkan SADIÇ 104854
CUMHURİYET SAVCISI : Turan GÜZELOĞLU 36834
KATİP : Gökhan DULGUN 126113

MAHKEMESİ : Aydın 2. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 08/10/2019
TEBLİĞ TARİHİ : Yüze karşı
NUMARASI : 2019/73 (E) ve 2019/435 (K)
SANIK :
MÜDAFİ : Av.Orçun AKBULUT
SUÇ : Silahlı Terör Örgütüne Yardım Etme
SUÇ TARİHİ : 24/02/2014
HÜKÜM : Beraat
İSTİNAF BAŞVURUSUNDA
BULUNAN : Cumhuriyet savcısı Ertürk Yıldız, 09/10/2019
KARAR TARİHİ : 16/06/2021

Yerel mahkemece verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmakla istinaf başvurusunun reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçilmiştir.
İncelenen ve yukarıda numarası belirtilen yerel mahkeme kararına esas teşkil eden dosyadaki duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede 23/02/2021 tarihli karar ile davanın yeniden görülmesine ve duruşma hazırlığı işlemlerine başlanmasına karar verilmiştir.
Sanık hakkında yukarıda belirtilen kararla Silahlı Terör Örgütüne Yardım Etme suçundan CMK-223/2-e maddesi uyarınca beraat karar verildiği görülmüştür.
Sanık Dairemizde Yapmış Olduğu Savunmasında: “Ben önceki ifadelerimi aynen tekrar ederim, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istemiyorum bildiğim bir şey yoktur. Ben Memur Sene bağlı sağlık senin üyesiydim eşimde bu sendikanın üyesiydi bu sendikanın temsilcileri ile ilgili tutanak imzalanmasından dolayı sorunlar yaşadık idare mahkemesinde davalık konular ortaya çıktı bu nedenle ben sağlık sen den istifa ettim diğer sendika olan ufuk sağlık sen isimli sendikaya 2015 yılı içerisinde üye oldum 18 Temmuz 2016 tarihinde de bu sendikadan istifa ettim, bu sendika örgüt ile irtibatlı ve iltisaklı olduğunu üye olurken bilmiyordum. Darbeden sonra medyada sendikanın ilgili yerlerine baskın yapıldığını ve yöneticileri ile ilgili işlemler olduğunu görünce sendikadan istifa ettim. Ben 2011 yılında Elazığ da çalışırken Bank Asya isimli finans kuruluşunda hesap açmıştım, ben Bank Asya da ayrı yeni bir hesap açmadım ev alabilmek için yapmış olduğum birikimleri katılım payı alabilmek için tekrar katılım hesabı açılması gerektiğinden katılım hesabı açılmış” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Sanık Müdafi Av. Orçun Akbulut’un Dairemizde Yapmış Olduğu Esas Hakkındaki Savunmasında: “Mütalaaya katılıyoruz Dava yardım suçuna ilişkin açılmış olup 21/01/2014 tarihinde her ne kadar müvekkil tarafından katılım hesabı açıldığı görülmekte ise de bunun ev almış olabilmek için birikim yapmak amacı ile yapılan bir işlem olduğu banka hareketlerinden görülmektedir . Örgüt liderinin ikinci talimatı verdiği belirtilen tarih öncesinde müvekkil Bank Asya da ki bütün hesabını ev alabilmek amacı ile yaptığı birikimlerini bankadan çekerek kullanmıştır ev almıştır bu durumda müvekkilin örgüt tarafından verilen ikinci talimata uygun olarak hareket etmediğini göstermektedir ilk para yatırılan tarih ile ikinci tarih talimata uymadığından müvekkilim lehine örgütün talimatı ile hareket ettiğine dair bir şüphe oluşmuştur bu şüpheninde lehe olarak yorumlanması gerekmektedir. Müvekkil hakkında ileri sürülen diğer bir husus ise Ufuk Sağlık sen isimli sendikaya üye olmasıdır müvekkil tamamen mesleki gerekliliğinden dolayı örgüt ile iltisakını bilemeden bu sendikaya üye olmuş sonrasında da sendikanın iltisaklı sendika olabileceğini öğrenince hemen istifa etmiştir . Sendikaya üye olmak yargıtay kararlarında örgüt üyeliği veya yardım suçuna ilişkin bir eylem olarak değerlendirilmemektedir tüm bu husular ile birlikte ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu beraat hükmü yerinde olduğundan Cumhuriyet Savcısının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini talep ederim” şeklinde beyanda bulunmuştur.
İddia Makamı Esas Hakkındaki Mütalaasında:
“Aydın 2. Ağır Ceza Mahkemesinin kararı ile Sanık hakkında Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmamakla birlikte Örgüte Yardım Etme suçundan yapılan yargılama sonucunda beraat kararı verildiği bu kararın o yer Cumhuriyet Savcısı tarafından istinaf edilmesi üzerine dosyanın daire önüne geldiği.;
Mahkeme ile savcılık arasındaki uyuşmazlığın delillerin takdirine ilişkin olduğu aynı deliller ile ilk derece mahkemesinin beraat hükmü vermesine karşın iddia makamının aynı delilleri yorumlaması ile eylemin oluştuğunu iddia etmesi karşısında bu delillerin irdelenmesi gerekecektir.
İlk ve en önemli delil sanığın örgüt elebaşının çağrısından sonra Bankasya hesabında artış olması ve bu artışın terör örgütü elebaşının çağrısı üzerine yapılmış olma ihtimalidir.Sanığın Bankasya hesabının 2011 yılına ait olduğu ve 2015 ocağından sonra artış olduğu açıktır.Bu artışların hiçbirisinin sanık tarafından yapılmadığıda açıktır.Yani artışların tamamı sanığın eşi tarafından sanığın bu bankadaki hesabına para gönderilerek yapılan artışlardır.Bu anlamda hesabın aslında asıl kullanıcısının sanık olmayıp sanığın da ifade ettiği üzere ev almak için para biriktirme gayreti olan sanığın eşi olduğunu tespit etmek gerekecektir.Karı koca ev almak istedikleri ve bu hesaba sanığın eşinin sürekli para göndermesi ile ev alacakları zamanda çekmiş olmaları karşısında sanığın hesabının kendi iradesi ile artmadığı dışardan sanığın eşinin bu hesabı artırdığı ve ev alacakları zamanda bu parayı çekmeyi sağladığı değerlendirildiğinde tek başına sanığın iradesine bağlı olmayan bir hesap için tek başına sanığın sorumlu tutulmasını beklemek ceza adalet sistemi ile örtüşmemektedir.
Öte yandan sanğın ikinci çağrıdan önce parayı çektiği ve biriken bu para ile ev aldıkları ev kredisinide başka bankadan almış oldukları ile buna ilişkin dosya arasındaki tapu vs belgelerin sanığın savunmasını doğruladığı da aşikardır.Sanığa talimat ile para yatırdığının kamu otoritesi tarafından iddia edilmesi durumuda neden talimattan önce para çektiğinin de kamu otoritesi tarafından ortaya konulması zorunluluktur.İlk derece mahkemesi de beraat hükmünü buna dayandırmış olup bizce yerindedir.
Bu delilin ortadan kalktığı durumda yan delil olan sendika üyeliği delilini irdelediğimizde,sanığın sendikal hiç bir faaliyeti,hiç bir eyleminin olmadığı buna ilişkin bir verinin dosyaya yansımadığı gerçektir.Salt bir kuruma üyeliğin terör örgütü ile ilişkilendirilmesi olanaklı olmayıp o tüzelkişiliğin örgütsel faaliyetlerinde sanığın konumunun analiz edilmesi gerekecektir ki böyle bir durumun da dosyaya yansıtılmadığı açıktır.
Bu tespitler doğrultusunda
İlk Derece Mahkemesinin sanık hakkında vermiş olduğu beraat kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde veya işlemlerde eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirilmenin yerinde olduğu anlaşılmakla,
CMK’nun 280/2. maddesi gereğince Cumhuriyet Savcısının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini” kamu adına talep ve mütalaa etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 gün ve 2017/956-370 sayılı ilamı, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 24.04.2017 gün ve 2015/3-2017/3 sayılı kararı ve benzer nitelikteki kararlarında ayrıntılı biçimde açıklandığı üzere;
Genel Olarak Suç Örgütü:
Örgütlü suçluluk daha ziyade kriminolojik bir kavram olup, maddi ceza hukuku bakımından “örgüt mensubu suçlu” deyiminden; suç işlemek için örgüt kurmak, yönetmek, bu örgüte üye olmak veya örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlemek anlaşılmaktadır (TCK. md. 6/1-j). Yapılanma biçimi ne olursa olsun kanunlarda suç olarak tanımlanan fiillerin işlenmesi amacıyla oluşturulmuş yapılanmalara suç örgütü denmektedir.
TCK’nın 220. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçu”, örgüt kuran ya da yönetenlere göre daha hafif cezalandırılmıştır.
Tipik eylem unsuru; Örgüte üye olanlar, örgütte kurucu ya da yönetici konumunda olmayan, örgütün amacına yönelik nedensel hareketi olan, örgüt disiplinine bağlı, örgüt hiyerarşisi içinde yer alan kişilerdir (Çetin Özek, “Organize Suç”, Prof. Dr. Nurullah Kunter’e Armağan, İstanbul, 1998, s.241).
Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi, örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.
Örgüt üyesinin bu suçtan cezalandırılması için örgüt faaliyeti kapsamında ve amacı doğrultusunda bir suç işlemesi gerekmez ise de, örgütün varlığına veya güçlendirilmesine nedensel bir bağ taşıyan maddi ya da manevi somut bir katkısının bulunması gerekir. Örgüt üyelerinin birbirlerini tanımaları şart olmadığı gibi, örgüt kurucularını, yöneticilerini de tanımaları şart değildir. Ancak kişinin bir örgüte katıldığını ve kendisiyle birlikte başka kişilerin de var olduğunu bilmesi gerekir.
Genel olarak Terör Tanımı:
Ceza Hukukumuzda terörün tanımı ve hangi suçların terör suçu sayılacağı 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 1. maddesinde gösterilmiş olup, bu tanıma göre bir eylemin terör eylemi sayılabilmesi için, eylemin cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden birini içermesi gerekmektedir. Eylemle, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasî, hukukî, sosyal, laik, ekonomik düzenini değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amaçlanmalıdır. Eylemi gerçekleştiren kişi veya kişilerin bir örgüte mensup olmaları gereklidir.
TCK’nin 314. Maddesinde Düzenlenen Terör Örgütüne Üye Olma Suçu:
Maddede geçen temel kavram örgüttür. Dikkat edilmelidir ki, genel olarak suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek veya bu örgüte üye olmak TCK’nın 220. maddesinde yaptırım altına alınmış olmasına rağmen bu maddede, işlenmesi amaçlanan suçlar bakımından bir sınırlama getirilmiştir. Keza, her iki suç arasında örgütün niteliği bakımından da farklılık bulunmaktadır. Bu madde kapsamına giren örgütün silahlı olması gerekmektedir.
Bir oluşumun, bir yapılanmanın silahlı terör örgütü sayılabilmesi için, TCK’nin 220. maddesinde düzenlenen suç işlemek için örgüt kurma suçunda örgütün varlığı için gerekli koşulların yanında, TCK’nin ikinci kitap, dördüncü kısım, dördüncü ve beşinci bölümlerinde yer alan suçları “amaç suç” olarak işlemek üzere kurulmuş ve amaca matuf bir eylem gerçekleştirmeye yeterli derecede silahlı olması ya da bu silahları kullanabilme imkanına sahip bulunması gerekir. Bu maddedeki suçu, TCK’nin 220. maddesinde düzenlenen suçtan ayıran en önemli ölçüt budur.
FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü:
Kendisini kısaca “Hizmet hareketi” olarak tanımlayan FETÖ/PDY; paravan olarak kullandığı dini, din dışı dünyevi emellerine ulaşma aracı haline getiren, siyasi, ekonomik ve toplumsal yeni bir düzen kurma düşüncesine sahip örgüt liderinden aldığı talimatlar doğrultusunda hareket eden, bu amaçla öncelikle güç kaynaklarına sahip olmayı hedefleyen, güçlü olmak ve yeni bir düzen kurmak için şeffaflık ve açıklık yerine büyük bir gizlilik içerisinde olmayı ilke edinen, gizlilikten görünmez bir duvar inşa edip bu duvarın arkasına saklanan, böyle bir örgütlenmenin olmadığına herkesi inandırmaya çalışarak ve bunda başarılı olduğu ölçüde büyüyüp güçlenen, bir yandan da bu düşman üzerinden mensuplarını motive eden, “Altın Nesil” adını verdiği kadrolarla sistemle çatışmak yerine sisteme sahip olma ilkesiyle devlete tabandan tavana sızan, bu kadroların sağladığı avantajlarla devlet içerisinde belli bir güce ulaştıktan sonra hasımlarını çeşitli hukuki görünümlü hukuk dışı yöntemlerle tasfiye eden, böylece devlet aygıtının bütün alt bileşenlerini ünite ünite kontrol altına almayı ve sisteme sahip olmayı planlayıp, ele geçirdiği kamu gücünü de kullanarak toplumsal dönüşümü sağlamayı amaçlayan kendine özgü bir terör örgütüdür.
FETÖ/PDY küresel güçlerin stratejik hedeflerini gerçekleştirmek üzerine kurulan bir maşa olarak, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türkiye Devletini ve varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini yıkmak ve daha sonra ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini bozmak amacıyla kurulmuş bir terör örgütüdür. Bu örgüt, kuruluşundan 15 Temmuz 2016 sürecine kadar, örgüt lideri Fethullah Gülen tarafından belirlenen ideolojisi doğrultusunda amaçlarını gerçekleştirmek üzere eylem ve fikir birliği içinde hareket etmiştir.
Örgütün kurucusu, yöneticileri ve üyeleri arasında sıkı bir hiyerarşik bağın mevcut olduğu, gizliliğe riayet ettiği, görünür yüzüyle gerçek yüzü arasındaki farkı gizlediği, amaca ulaşabilmek için yeterli eleman, araç ve gerece sahip olduğu, amacının Anayasada öngörülen meşru yöntemlerle iktidara gelmek olmayıp örgütün yarattığı kaos ortamı sonucu ayrıca devletin yanında oluşturduğu Paralel Devlet Yapılanmasıyla demokratik olmayan yöntemlerle cebir şiddet kullanmak suretiyle parlamento, hükumet ve diğer Anayasal kurumları fesih edip iktidara gelmek olduğu, bu amacı gerçekleştirmek için polis ve jandarma teşkilatı, MİT ve Genel Kurmay Başkanlığı gibi kuvvet kullanma yetkisine haiz kurumlardaki üyeleri vasıtasıyla meşru organlara ve halka karşı silah kullanmak suretiyle amaç suça elverişli öldürme, yaralama gibi çok sayıda vahim eylem gerçekleştirdiğinin, anılan örgüt mensupları hakkında 15 Temmuz darbe girişiminden ya da örgüte mensubiyetlerinden dolayı açılıp bir kısmı derdest olan ya da mahkemelerce karara bağlanan davalar, bu davalarda dinlenen itirafçı sanıkların savunmaları ve gizli-açık tanık anlatımları, örgüt lider ve yöneticilerinin açık kaynaklardaki yazılı ve sözlü açıklamaları, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün örgüt hakkındaki raporu gibi olgu ve tespitler dikkate alındığında, 3713 sayılı Kanunun 1. maddesinde tanımlanan, amaca ulaşmak için silah başta olmak üzere her türlü cebir ve şiddeti araç olarak kullanan, 5237 sayılı TCK’nın 314/1-2 maddesi kapsamında silahlı bir terör örgütü olduğu anlaşılmıştır.
Kuruluş, amaç, örgüt yapılanması, faaliyet yöntemleri ve nihai amacı, Devletin Anayasal nizamını cebir ve şiddet kullanarak değiştirmek olduğu anlaşılan FETÖ/PDY terör örgütünün başlangıçta bir ahlak ve eğitim hareketi olarak ortaya çıkması ve toplumun her katmanının büyük bir kesimince de böyle algılanması, amaca ulaşmak için her yolu mübah gören fakat sözde meşrutiyetini sivil alanda dinden, kamusal alanda ise hukuktan aldığı izlenimi vermek için yeterli güce ulaşıncaya kadar alenen kriminalize olmamaya özen göstermesi gerçeği nazara alındığında; örgütün kurucusu, yöneticileri ve örgüt hiyerarşisinde üçüncü veya daha yukarı katlarda yer alan mensuplarının zaman sınırlaması olmaksızın nihai amacından haberdar oldukları yönünden kuşku bulunmamakta ise de bir ve ikinci katmanlarda yer alanlar açısından; Devlete sızan mensupları vasıtasıyla kişi ve kurumlara yönelik örgütün gerçek yüzünü ortaya koyan operasyonlara başlanması, bu yapının kamuoyu veya medya tarafından tartışılır hale gelmesi, üst düzey hükümet yetkilileri ve kamu görevlileri tarafından yapılan açıklamalarda “paralel yapı” veya “terör örgütü” olduğuna ilişkin tespitler yapılması ve Milli Güvenlik Kurulu tarafından da aynı şekilde değerlendirilmesi karşısında bu tarihten önceki faaliyetlerin örgütsel olduğunun mahkemece ispat edilmesinin gerekli olduğu gözetildiğinde; fetö/pdy nin silahlı terör örgütü olduğu kabul edilmelidir.
Bir kimsenin silahlı terör örgütüne üye olabilmesi için örgütün silahlı terör örgütü olduğunu bilmesi, örgüt hiyerarşisine dahil olup amacı doğrultusunda süreklilik yoğunluk ve çeşitlilik arz eden faaliyetlerde bulunması zorunludur. Yargıtay 16.Ceza Dairesinin 20.12.2017 gün ve 2017/1862 esas- 2017/5796 sayılı ilamında da açıklandığı üzere sanığın silahlı terör örgütü üyesi olarak kabul edilebilmesi için örgüt hiyerarşisine dahil olup örgütün amacı doğrultusunda süreklilik yoğunluk ve çeşitlilik arz eden örgütsel faaliyetlerde sanığın bulunması zorunludur.
Örgüte yardım suçu ile silahlı terör örgütü eyleminin ayırt edilmesinde esas olan kriter sanığın terör örgütünün lehine maddi veya manevi yardım kapsamında sayılabilecek süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik içermeyecek örgütsel faaliyetlerde bulunması kriteri dikkate alınır.

Bu açıklamalar ışığı altında somut olay değerlendirildiğinde;
İlk derece mahkemesi tarafından sanık hakkında fetö/pdy silahlı terör örgütüne yardım etmek suçundan açılan kamu davası sonucunda ilk derece mahkemesi tarafından beraat hükmü verildiği, bu hükme karşı Cumhuriyet Savcısı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine dairemizce duruşma açılarak sanığın durumunun değerlendirildiği, Sanığın aşamalarda alınan savunmalarında; Bank Asya isimli finans kuruluşuna talimatla para yatırmadığını, 2011 yılında Elazığ’da çalışırken hesap açtığını, ev almak amacıyla birikim yapabilmek için Bank Asya’ya eşi ile birlikte yapmış oldukları birikimleri yatırdığını, sendikaya ise iş yerindeki sorunlar nedeniyle üye olduğunu, örgütsel bir durum bulunmadığını savunduğu, dosya kapsamında sanığın Bank Asya hesabı ile ilgili alınan bilirkişi raporunda hesabın açılış tarihi 2011 yılı olduğu, hesapta kredi kartı ile bankacılık ödemeleri yapıldığı, 21/01/2014-24/02/2014 tarihleri arasında tarafından Halkbank’tan gönderilen havale şeklinde EFT yoluyla sanığın Bank Asya hesabına para yatırılarak hesap artışı olduğu görüldüğü, hesap hareketleri ve bilirkişi raporuna bakıldığında sanığın Bank Asya hesabından 21/01/2014 tarihinden başlamak üzere 09/03/2015 tarihine kadar tarafından EFT yoluyla para gönderildiği, hesabın 09/03/2015 tarihinde kapatıldığı belirlendiği,
Sanığın örgüt liderinin talimatı doğrultusunda ve talimat dönemi içerisinde bu talimata uygun şekilde bizzat kendisi tarafından hesap açılıp hesap artışına gidilmesi şeklinde bir eylemi bulunmadığı, hesaptaki artışın eşi tarafından sanığın hesabına yatırılan havale ile meydana geldiği, örgütün Bank Asya’nın TMSF’ye devrinden sonra paranızı Bank Asya’dan çekin talimatından önce sanığın 09/03/2015 tarihinde Bank Asya’daki hesabını kapattığı, bilirkişi raporu, sanık ifadesi ve dosya kapsamına göre sanığın Bank Asya’daki hesabında meydana gelen artışın sanığın yapmış olduğu savunmasının aksine örgüt liderinin talimatı doğrultusunda ve talimat dönemi içerisinde talimata uygun şekilde gerçekleştirilen eylem bulunduğu yönünde ,bu hususta sanık lehine şüphenin oluştuğu belirlendiği, İlk derece mahkemesinin oluşan bu şüpheyi şüpheden sanık yararlanır prensibi ile sanık lehine değerlendirilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu,
Sanığın Bank Asya dışındaki diğer eylemi , örgütle irtibatlı Ufuk Sağlık Sen isimli sendikaya üyeliğinin bulunmasının ise savunması kapsamında mesleği nedeniyle gerçekleşmesi, sendikanın herhangi bir yönetim organınında görevi olmaması, sendikanın yaptığı faaliyetlere iştirak ettiğine dair delil bulunmaması ile birlikte sanığın sendika üyeliğinin tek başına örgütsel faaliyet kapsamında değerlendirilemeyeceği yönündeki ilk derece mahkemesinin kabulünün yerinde olduğu,
Sanık hakkında ilk derece mahkemesi tarafından verilen beraat hükümünün dosya kapsamındaki delillere, bilgi ve belgelere uyumlu olduğu,
Sanığın Uyap bilgi bankasında yapılan araştırmada hakkında başkaca delil sayılacak bir husus bulunmaması, TEMBİS üzerinden yapılan araştırmada da herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanmamış olmaması hususları ile birlikte sanığın fetö/pdy silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan açılan kamu davasında ilk derece mahkemesince verilen beraat hükmünün yerinde olduğu,
Cumhuriyet savcısı tarafından her ne kadar kanun yoluna başvurulmuş ise de CMK’nin 280/2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin kararında usule veya esasa yönelik hukuka aykırılık bulunmadığı, delillerde veya işlemlerde eksiklik olmadığı, isbat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu anlaşıldığından Cumhuriyet Savcısının istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi açıklandığı üzere;
Sanık hakkında Silahlı Terör Örgütüne Yardım Etme suçundan açılan kamu davası nedeni ile Aydın 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/10/2019 gün 2019/73 (E) ve 2019/435 (K) sayılı ilam ile Silahlı Terör Örgütüne Yardım Etme eyleminden beraat hükmü verildiği, bu hükme karşı Cumhuriyet savcısı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dairemizce duruşma açılmasına karar verilmiş olup yapılan duruşma sonucunda;
CMK’nin 280/2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin kararında usule veya esasa yönelik hukuka aykırılık bulunmadığı, delillerde veya işlemlerde eksiklik olmadığı, isbat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu anlaşıldığından Cumhuriyet Savcısının istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
Dair, talebe uygun olarak oybirliği ile verilen karar, iddia makamı ile sanık ve sanık müdafinin huzurunda, hükmün tefhiminden itibaren 15 günlük süre içerisinde dairemize dilekçe vererek veya zabıt katibine beyanda bulunup zabta geçirilmek suretiyle Yargıtay ilgili Ceza Dairesine TEMYİZ yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, gerekçesi ana çizgileri ile anlatıldı.16/06/2021

 Bekir ŞAHİNER           Tayfun ÖZANT             Volkan SADIÇ           Gökhan DULGUN

Başkan 39923
e-imzalı
Üye 37937
e-imzalı
Üye 104854
e-imzalı
Katip 126113
e-imzalı

17 Aralık Öncesi Eylemlerin Suç Teşkil Etmeyeceği Gerekçesi İle Bozma

  1. Ceza Dairesi 2021/1040 E. , 2021/2186 K.
    “İçtihat Metni”
    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    İlk Derece Mahkemesi :İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesinin 28.02.2020 tarih ve 2018/192 – 2020/58
    sayılı kararı
    Suç: Silahlı terör örgütüne üye olma
    Hüküm: TCK’nın 221/3 ve CMK’nın 223/4-a maddeleri uyarınca verilen ceza verilmesine yer olmadığına
    dair karara ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi
    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
    Temyiz edenin sıfatı,başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği
    düşünüldü;
    Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre
    yapılan incelemede;
    Örgütün kurucusu, yöneticileri ve örgüt hiyerarşisinde üçüncü veya daha yukarı katmanlarda yer alan
    mensuplarının zaman sınırlaması olmaksızın örgütün nihai amacından haberdar oldukları yönünde
    kuşku bulunmamakta ise de, bir ve ikinci katmanlarda yer alanlar açısından; Devletin her kurumuna
    sızan, mensupları vasıtasıyla kişi ve kurumlara yönelik, örgütün gerçek yüzünü ortaya koyan
    operasyonlara başlandığı, bu yapının kamuoyu ve medya tarafından tartışılır hale geldiği, üst düzey
    hükümet yetkilileri ve kamu görevlileri tarafından yapılan açıklamalarda “paralel yapı” veya “terör
    örgütü” olduğuna ilişkin tespitler ve uyarıların yapıldığı, Milli Güvenlik Kurulu tarafından da aynı
    değerlendirmelerin paylaşıldığı süreçten önce icra edilen faaliyetlerin, nitelik, içerik ve mahiyeti
    itibariyle silahlı terör örgütünün amacına hizmet ettiğinin somut delil ve olgularla ortaya konulmadıkça
    örgütsel faaliyet kapsamında kabul edilemeyeceği, bu tarihten sonra gerçekleşen ve örgütsel faaliyet
    olarak kabul edilen hareketlerin örgüt hiyerarşisine dahil olduğunu gösterir biçimde çeşitlilik, devamlılık
    ve yoğunluk içermesi gerektiği değerlendirilerek;
    Oluş, sanık savunması ve mahkeme kabulüne göre; sanığın örgüt üyeliğine esas alınan faaliyetlerinin
    tamamının, “örgütün kamuoyunca bilinmeye başladığı tarihten önce gerçekleşen; 2011 yılı ve öncesine
    ilişkin eylemler” olması, bu tarihten sonra da dosya içerisinde sanığın, örgüt hiyerarşisine dahil
    olduğunu gösterir biçimde çeşitlilik, devamlılık ve yoğunluk içeren örgütsel faaliyet oluşturacak
    eylemlerine rastlanmaması, suç tarihi itibariyle de örgütsel bağını ortaya koyan herhangi bir kod adı
    veya örgütsel iletişim ağı kullandığının belirlenememesi karşısında; sanık hakkında üzerine atılı ve
    oluşmayan müsnet suç yönünden 5271 sayılı CMK’nın 223/2-a maddesi uyarınca Beraat kararı
    verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde örgüt üyesi olduğu kabulüyle
    hakkında etkin pişmanlık hükmü uygulanarak TCK’nın 221/3 ve CMK’nın 223/4-a maddeleri uyarınca
    ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi,
    Kanuna aykırı, Bölge Adliye Cumhuriyet savcısının ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla
    yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde
    yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. Maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun
    11/09/2021 22:47 Yargıtay Bilgi İşlem Merkezi Müdürlüğü Tarafından Oluşturulmuştur.
  2. maddesi uyarınca dosyanın İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul
    Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına
    TEVDİİNE, 18.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

BANK ASYA+DERNEK BERAAT

T.C.
AYDIN
3. AĞIR CEZA MAHKEMESİ

BERAAT

DOSYA NO :
KARAR NO :
C.SAVCILIĞI ESAS NO :

GEREKÇELİ KARAR
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
C. SAVCISI :
KATİP :

DAVACI : K.H.
SANIK :
VEKİLİ : Müdafii Av. ORÇUN AKBULUT, Efeler/ AYDIN
SUÇ : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma
SUÇ TARİHİ : 08/02/2018
SUÇ YERİ : AYDIN/MERKEZ
KARAR TARİHİ : 19/02/2020

Aydın Cumhuriyet Başsavcılığının yukarıda numarası belirtilen iddianamesi ile mahkememize dava açılması üzerine mahkememizce yapılan açık yargılama sonunda aşağıdaki karar verildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Sanık hakkında Aydın Cumhuriyet Başsavcılığının 31/01/2019 tarih ve 2019/1207 Soruşturma sayılı iddianamesi ile Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçundan eylemine uyan Türk Ceza Kanunu 314/2 md. , 53.maddeleri Terörle Mücadele kanunu 5.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle mahkememize kamu davası açılmış, 2019/72 esas sayısına kaydedilmiş, sanık hakkında verilen Mahkememizin 28/06/2019 tarih ve 2019/72 Esas sayılı kararı temyiz edilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesi’nin 19/12/2019 tarih ve 2019/2056 Esas 2019/1608 Karar sayılı bozma kararı üzerine, dosyanın mahkememizin 2020/12 Esas sırasına kaydı yapılarak, bozma ilamında belirtilen müdafii eksikliği giderilerek dosya incelendi.
İDDİA MAKAMI MÜTALÂASINDA: Yapılan yargılama neticesinde toplanan delillerden sanığın bank asya kayıtları incelendiğinde 17-25 Aralık 2013 tarihi öncesinde ve sonrasında bank asyadaki işlemleri devam ettiği, örgüt liderinin talimatı sonrası katılım hesabı açtığı, Efeler İlçesi Zafer Mah. 135 Ada 6 Parsel numaralı taşınmazın muvazaalı olarak sattığı dosyada mevcut diğer belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde sanığın Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak suçunu yardım kapsamında işlediği sübuta ermekle sanığın 3713 sayılı TMK’nun 7/1 maddesi delaleti ile 5237 sayılı TCK’nun 314/2, 220/7, 3713 sayılı TMK’nun 5/1 maddesi gereğince cezalandırılmasına, işlemiş olduğu kasıtlı suçtan dolayı belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına, göz altında ve tutuklulukta geçirilen sürelerin infaz aşamasında verilecek cezadan mahsubuna, söz konusu taşınmazın TCK 54 maddesi gereğince müsaderesine karar verilmesi kamu adına talep ve mütalâa olunmuştur.
SANIK SAVUNMASINDA: “Ben üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Ben Fetö/PDY terör örgütü üyesi değilim. Terör örgütüne yardım da etmedim. İddianameye konu edilen arsa satışı ile ilgili benim bilgim yoktur, eşim pazarlığı yapmış, ben sadece tapu müdürlüğünde arsanın eşim benim üzerime yapılmasını istediği için devir işlemi için gittim. Eşi bu arsayı 460.000 TL’ye satın aldı diye biliyorum. Ancak kimden aldı, pazarlığı nasıl yaptı bilmiyorum. Ben bu satışın gerçek satış olduğunu biliyorum. Gerçek satış olmasaydı biz aldığımızda arsanın üzerinde bina vardı, bu binayı yıktık üzerine apart yapacaktık ki o ara eşim tutuklandı. Bundan dolayı yapamadık, yıkım iznini aldık. Suç işleme kastım yoktur. Suçsuzum, ayrıca yazılı savunma dilekçesi sunmuştum o savunmamı tekrar ederim.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
TANIK X: “Sanık benim eşim olur. Ben kendim fetö’nün sohbetlerine gidip geliyordum. Ancak eşim gelip gitmemiştir. Onun alakası yoktur. Hatta şuanda da ayrı yaşıyoruz. İddianamede bahsi geçen Zafer Mah. 135 ada 6 parselde kayıtlı taşınmazın üzerinde eski bina vardı. Bu binanın satılacağını piyasadan duydum. Bizde o mahallede inşaat yapıyorduk. Yeri bana uygun geldi. Bu işle X ilgilendiğini duydum. Görüştüm, pazarlık yaptım ve 460.000 TL’ye anlaştık. Ancak arsayı eşimin adına aldım. Zira inşaat işleri ve ticaret işlerimiz eşimin üzerinden yürüyordu. Zira ben ilk başlarda devlet memuruydum. O yüzden eşimin adına ticaret yapıyordum. Ayrıca ben Kurtuluş Mahallesinde bir arsayı Özyurt A.ş.’den almıştım. Onu da 425.000 TL’ye almıştım. Bu satışların tamamı gerçek satıştır. Onun pazarlığını da X ile yapmıştım. Hatta eşimin adına almış olduğumuz binanın yıkımını yaptık, o ara ben tutuklandım, bundan dolayı işlerle ilgilenemedik, akabinde ödemeleri yapamadığımız için hacizler geldi. Tanıklık ücret talebim yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLER:
1-Sanık savunması,
2-Sanığın nüfus ve adli sicil kaydı,
3-Bank Asya raporu ve hesap hareketleri,
4-KOM’ dan gelen yazı cevapları
5-Tanık beyanı,
6-03.07.2017 tarihli Vergi Denetim Görüş ve Öneri Raporu ve Aydın Defterdarlığı KHK İşlemleri İl Bürosunun 23.10.2017 tarihli yazısı
7- Tapu kayıtları,
8- Efeler Belediye Başkanlığı Zabıta Müdürlüğünün 07.03.2019 tarh ve 53488028/02 ilgi sayılı yazısı ve ekindeki Efeler Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 26.04.2016 tarih ve 3977-5471 sayılı Fatma Turan adına düzenlenen yıkım izin yazısı ile taşınmazın güncel durumunu gösterir resimler.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
FETÖ/PDY Terör Örgütünün 15/07/2016 tarihinde Türkiye Cumhuriyet Devleti’nin Anayasal Düzenini Karşı silahlı darbe teşebbüsünde bulunduğu, Anayasa Mahkemesi’nin 30/06/2017 tarih ve 30110 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 20/06/2017 tarih 2016/22169 Başvuru numaralı Kararında ayrıntıları açıklandığı üzere ” Yurtta Sulh Konseyi” ni oluşturan kişilerin FETÖ/PDY ( Fethullahçı Terör Örgütü ve Paralel Devlet Yapılanması ) üyesi oldukları, Uluslararası Güç Odaklarının da desteği ile esas itibari ile Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmış örgüt mensuplarınca bu darbe teşebbüsünün gerçekleştirildiği; Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 2017/1383 Esas, 2017/4553 Karar sayılı ilamı, 16. Ceza Dairesi’nin 2017/1443 Esas, 2017/4758 Karar sayılı ilamı ve Milli Güvenlik Kurulu’nun 26/02/2014 tarih ve en son 26/05/2016 tarihli kararı, bu karar içeriklerine göre adı geçen örgütün silahlı bir terör örgütü olduğu, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin huzurunu, Ulusal Güvenliğini tehdit eden yapılanma ve faaliyet içinde bulunduğu eğitim ve din alanındaki faaliyetleri ile toplumda meşrutiyet kazanmaya çalıştığı, kadrolarını oluşturduğu, Devletin bütün kurum ve kuruluşlarına sızdığı, örgütün üstte kainat imamı olan fethullah gülen’in elebaşlığında, kıta, ülke, eyalet, il, ilçe, semt, mahalle ve ev imamlarından oluşan dikey bir hiyerarşik yapısının bulunduğu, örgütlenmesinin imamlara bağlı zincirler şeklinde oluştuğu, yöneticisi ve üst kadrosu dışındaki diğer örgüt üyeliğinin bağımsız hücreler şeklinde örgütlendiği, hücrede yer alan bir örgüt mensubunun en fazla bir üst sorumlusunu veya altında bulunan örgüt mensubunu tanıdığı, Bylock adı verilen özel bir haberleşme programının kullanıldığı, örgütün para toplama ve mali kaynak oluşturmak amacıyla yasal görünümlü Bankasya isimli bankayı kurduğu, adı geçen bankanın 17/25 Aralık 2013 sonrası Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından denetim ve takibe alındığı, bankanın mali yönden bu denetimden kurtulması için örgüt lideri tarafından 25/12/2013 tarihinden sonra örgüt üyelerine bankanın desteklenmesi talimatı verildiği, örgüt üyelerinin yasal görünümlü bu bankanın örgüt liderinin talimatı doğrultusunda desteklenmesi cihetine gidildiği; örgüt mensuplarının örgüt liderinin talimatları doğrultusunda örgüt ile iltisaklı eğitim kurumlarına ve dershanelerine çocuklarını gönderdikleri, örgütün hakimiyetinde olan sendikaları üye oldukları, örgütün kontrolünde olan gazete ve dergilere abone oldukları bu faaliyetlerin tamamen örgüt liderinin talimatı doğrultusunda olduğu, örgütün bu şekilde faaliyette bulunduğu Yargı kararları ile Milli Güvenlik Kurulu’nun Kararı ile tespit edilmiştir.
SANIĞIN EYLEMLERİ, DEĞERLENDİRME VE SONUÇ;
İddianamede sanık hakkında, Aydın Defterdarlığı KHK İşlemleri İl Bürosunun 1812.2017 tarihli yazısı ile 04.12.2015 tarihinde satışı yapılan Aydın ili Efeler ilçesi Zafer Mahallesi 135 ada 6 parsel nolu taşınmaz devir işlemi nediyle devir işleminin muvazaalı olduğu, mal varlığını azaltmaya ve mal kaçırmaya yönelik bir işlem olduğu kanaatine varılması, Bank Asya kayıtları, delil gösterilerek Fetö Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçundan dava açılmış ve iddia makamının esas hakkındaki mütalaasında yardım suçundan ceza talep edilmiş ise de; Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak suçunun oluşabilmesi için eylemlerin süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik arz etmesi ve örgütün hiyerarşik yapısına dahil olunması, örgüte yardım suçunun oluşması için ise hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım edilmesi gerekmektedir.
Somut olayda;
Sanığın biber ticareti, inşaat işleri ve mandıra işletmeciliği faaliyetinde bulunduğu, bu işleri sanık adına eşi X takip ettiği anlaşılmıştır.
Aydın Defterdarlığı KHK İşlemleri İl Bürosunun 18.12.2017 tarihli yazısı ile 04.12.2015 tarihinde satışı yapılan Aydın ili Efeler ilçesi Zafer Mahallesi 135 ada 6 parsel nolu taşınmaz devir işlemi nediyle devir işleminin muvazaalı olduğu, mal varlığını azaltmaya ve mal kaçırmaya yönelik bir işlem olduğu kanaatine varılarak suç duyurusu ihbarında bulunulmuş ise de, söz konusu taşınmaz ile ilgili yapılan araştırmadan ve celbedilen tapu kayıtlarından; üzerinde Tuğcu Erkek Öğrenci Yurdu olarak kullanılan bina bulunan taşınmaz örgüte ait Aksiyon Özel Eğitim Kurumları ve Yayıncılık İnşaat Taahhüt Tic. A.Ş. adına kayıtlı iken 04.12.2015 tarihinde tapuda sanık X devredildiği, taşınmazı devralan yeni malik X başvurusu üzerine Efeler Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 26.04.2016 tarih ve 3977-5471 sayılı X adına düzenlenen yıkım izin yazısına istinaden bahse konu yerde yıkım yapıldığı ve şuanda arsa durumunda olduğu ve herhangi bir amaçla kullanılmadığının Efeler Belediye Başkanlığı Zabıta Müdürlüğünün 07.03.2019 tarh ve 53488028/02 ilgi sayılı yazısı ile Mahkememize bildirildiği, belediyenin yazısı ve ekindeki resimlerden taşınmaz üzerindeki daha önce örgüt tarafından kullanılan Öğrenci Yurdu Binasının devirden sonra yıkıldığı anlaşılmıştır. Sanık savunmasında, inşaat işleri faaliyetinde bulunduğunu, taşınmazı bu nedenle satın aldığını, bedelini ödediğini, alım işlemlerini eşi X takip ettiğini, binayı yıkıp apart daire yapıp satacaklarını, projesini yaptıklarını ancak o dönem eşinin gözaltına alınması nedeniyle işlemlerin yarım kaldığını savunmuş, tanık olarak dinlenen eşi X sanığın savunmasını doğrulamıştır. Tanık X Mahkememizin 2017/167 esas sayılı dosyasında sanık olduğu, etkin pişmanlık kapsamında ifade verdiği, etkin pişmanlık kapsamında 2017 yılındaki savunmasında da dava konusu taşınmaz devir işleminin gerçek bir satış olduğuna, muvazaa bulunmadığına dair beyanda bulunduğu anlaşılmıştır. Tapu kayıtları, sanığın savunması, tanık X beyanları, Efeler Belediyesinin 07.03.2019 tarihli yazı cevabı içeriği birlikte değerlendirildiğinde ve örgüt tarafından öğrenci yurdu olarak kullanılan binanın devirden hemen sonra sanık tarafından yıktırılması, devirden sonra örgüte herhangi bir şekilde taşınmazın kullandırılmaya devam edilmemesi nazara alındığında taşınmazın devrinin muvazaalı olmadığı kanaatine varılmış, muvazaaya dair her türlü şüpheden uzak kesin delil elde edilememiştir.
Sanığın Bank Asya kayıtlarına ilişkin alınan bilirkişi raporunda ve bank asya hesap hareketlerinde, sanığın 2011 tarihinde bank asya ile çalışmaya başladığı, üye işyeri olarak pos cihazı kullandığı, 15.01.2014 tarihinde 26.500 TL miktarlı katılım hesabı açtığı ve aynı tarihte aynı hesaptan 9.004 TL para çekimi, ertesi gün 10.000 TL, 17.01.2014 tarihinde 6.651,85 TL para çekimi yapılıp 31.01.2014 tarihinde de hesabın tamamen kapatıldığı görülmüştür. Hesap hareketlerinin incelenmesinden sanığın ticaretle uğraştığı, ticaretten kaynaklanan alacaklarının bank asyadaki cari hesabına ödendiği, nitekim 2011 yılından itibaren hesaba yüklü miktarda para giriş çıkışları olduğu, cari hesaba 13.01.2014 tarihinde 65.000 TL(X konut bedeli), 13.01.2014 tarihinde 27.000 TL (X) 14.01.2014 tarihinde 40.000 TL (X besicilik), 16.01.2014 tarihinde 10.000 TL(X Besicilik), 17.01.2014 tarihinde 50.000 TL(X), 17.01.2014 tarihinde 15.000 TL(X), 20.01.2014 tarihinde 25.000 TL (X ), 23.01.2014 tarihinde 20.000TL (X), 24.01.2014 tarihinde 40.000 TL(X), 29.01.2014 tarihinde 20.000 TL (X, 30.01.2014 tarihinde 30.000 TL (X) 31.01.2014 tarihinde 30.000 TL (X), 04.02.2014 tarihinde 25.000 TL (X) tarafından para yatırıldığı, devam eden aylarda da sanığın Bank Asyadaki cari hesabına yüzbinlerce lira para giriş çıkışı olduğu görülmüştür. Sanığın hesabında yüzbinlerce para giriş çıkışı olmasına ve sanığın çok yüksek miktarlarda katılım hesabı açabilecek ekonomik gücü bulunmasına rağmen sadece bir kez ve mevcut para hareketlerine göre cüzi bir miktarda katılım hesabı açılmış olması, bu miktarında aynı gün çekilmeye başlanması ve çok kısa bir sürede hesabın kapatılması, cari hesap işlemlerinin TMSF tarafından bankaya el konulduğu tarihten sonra 04.04.2016 tarihinde kadar devam ettirilmesi, sanığın söz konusu işlemleri eşi X takip ettiğini ve buna ilişkin vekaletinin bulunduğunu savunması, tanık X söz konusu banka işlemlerini kendisinin gerçekleştirdiğini beyan etmesi hususu birlikte değerlendirildiğinde, Bank Asyadaki mevcut işlemlerin rutin bankacılık faaliyeti olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Yine sanığın Bank Asyada 2011 yılında açılan altın hesabına, örgüt elebaşısın talimatına denk gelen dönemde de ilave altın yatırıldığı tespit edilmiş ise de, hesabın 2011 yılında açılmış olması ve rutin şekilde her yıl bu hesaba ilave altın yatırılıp çekilmesi, TMSF tarafından bankaya el konulduğu 29 Mayıs 2015 tarihinden sonra dahi altın hesabı açılmış olması hususu nazara alınarak Bank Asyadaki altın işlemlerinin de rutin bankacılık faaliyeti olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Sanığın, örgütle iltisaklı Aydın Sanayi ve İşadamları Derneğinde kaydı bulunduğu tespit edilmiş ise de, sanığın ticari faaliyette bulunduğu banka kayıtlarından da anlaşıldığından sanığın işi ile ilgili Derneğe üye olmasında olağandışılık görülmemiş, sanığın üyelik kaydı dışında söz konusu derneğin örgütsel nitelikteki faaliyetlerine katıldığına ilişkin delil elde edilememiştir.
Tüm bu veriler ve yukarıda yapılan ayrıntılı açıklamalar çerçevesinde; sanıkta örgütün gizli iletişim sistemi bylock programının tespit edilememesi, sanığın örgüt talimatıyla para yatırdığına dair delil elde edilememesi, Bank Asya’daki işlemlerin rutin bankacılık işlemleri kapsamında olması, sanığın örgüte eleman teminine veya yasadışı faaliyetlerine katıldığına, örgütün gayrimeşru amacını bildiği ve örgütle organik bir bağ kurarak örgüt hiyerarşisine dahil olduğuna dair cezalandırmaya yeter delil bulunmaması, sanığın silahlı terör örgütüne üye olduğuna veya yardım ettiğine dair her türlü şüpheden uzak cezalandırmaya yeter delil elde edilememesi ve şüpheden sanık yararlanır ilkesi dikkate alınarak sanığın CMK’nun 223/2-e maddesi uyarınca beraatine, tapu devrine konu Aydın İli Efeler İlçesi Zafer Mah. 135 Ada 6 Parsel sayılı taşınmazın müsadere talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle sanığın CMK 223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE,
2-Yargılama giderlerinin kamu üzerinde bırakılmasına,
3-Aydın İli Efeler İlçesi Zafer Mah. 135 Ada 6 Parsel sayılı taşınmazın müsadere talebinin reddine,
Dair, Sanığın yüzüne karşı, C.Savcısının huzurunda, yüze karşı verilen kararın tefhiminden itibaren 7 gün içinde mahkememize verilecek dilekçe veya tutanağa geçirilmek üzere zabıt kâtibine beyanda bulunmak veyahut da bir başka Ağır Ceza Mahkemesi aracılığıyla dilekçe gönderilmek suretiyle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ilgili ceza dairesince incelenmek üzere İstinaf yolu açık olmak üzere ve mütalâaya aykırı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/02/2020

Başkan 42167
e-imzalıdır
Üye 195802
e-imzalıdır
Üye 194652
e-imzalıdır
Katip 136874
e-imzalıdır

BANK ASYA+TANIK BEYANI BERAAT

T.C.
AYDIN
3. AĞIR CEZA MAHKEMESİ

BERAAT

DOSYA NO : 2018/XXXXEsas
KARAR NO : 2019/XXXX
C.SAVCILIĞI ESAS NO : 2018/XXXX

GEREKÇELİ KARAR
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
C. SAVCISI :
KATİP :

DAVACI : K.H.
SANIK :
VEKİLİ : Av. Orçun AKBULUT, Merkez/ AYDIN
SUÇ : Silahlı Terör Örgütüne Yardım Etme
SUÇ TARİHİ : 20/02/2015
SUÇ YERİ : AYDIN/MERKEZ
KARAR TARİHİ : 11/11/2019

Aydın Cumhuriyet Başsavcılığının yukarıda numarası belirtilen iddianamesi ile mahkememize dava açılması üzerine mahkememizce yapılan açık yargılama sonunda aşağıdaki karar verildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Sanık hakkında Aydın Cumhuriyet Başsavcılığının 22/11/2018 tarih ve 2018/27124 Soruşturma sayılı iddianamesi ile Silahlı Terör Örgütüne Yardım Etme suçundan eylemine uyan TCK’nın 314/2, 220/7, 3713 Sayılı TMK.nun 5/1, TCK’nın 53 Md. gereğince cezalandırılması istemiyle mahkememize kamu davası açılmıştır.
İDDİA MAKAMI MÜTALÂASINDA: Yapılan yargılama neticesinde toplanan delillerden sanık hakkında her ne kadar fetö silahlı terör örgütüne yardım etmek suçundan kamu davası açılmış ise de yapılan yargılama sonucunda sanığın bank asyadaki işlemlerinin eşi tarafından gerçekleştirildiği, bu suretle cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı mahiyette delil elde edilememiş olması esas alınarak sanığın 5271 sayılı CMK’nun 223/2-e maddesi uyarınca beraatine karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa olunur dedi. mütalâa olunmuştur.
SANIK SAVUNMASINDA: “Ben üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Ben Fetö/PDY terör örgütü üyesi olmadığım gibi terör örgütüne yardım da etmedim. Örgüt liderinin talimatı nedir onu da bilmem, Fethullah Gülen’i de bilmem, cemaatini de bilmem. Benim bütün para işlerimle eşim ilgilenirdi. Maaş kartım eşimde dururdu. Eşim bankadan maaşımı çeker, borçlarımızı öder, para biriktirecekse biriktirirdi. Ben bankasya’ya yıllar önce hesap açtırırken faizsiz bankacılık olduğu için kendi dini inançlarım nedeniyle açtırmıştım. İmamhatip ve ilahiyat mezunuyum. Evlendikten sonra bütün maaş kartlarım, bankamatik kartlarım hepsi eşimde duruyordu. Kredi kartı da kullanmadım. XXXXXX da il tarım müdürlüğünde ziraat mühendisiydi. O da fetö/PDY iltisaklığından kurumdan ihraç edilmiştir. Benden telefon bilgisayar gibi herhangi bir dijital materyal alınmamıştır” şeklinde beyanda bulunmuştur.
TANIK BEYANINDA: “Kurumdan çağırıp bazı şahısları bana sormuşlardı. Bana XXXXX ile nasıl tanıştınız diye sorunca bende X hanım ve Xı ile nasıl tanıştığımızı sorduklarında onları tanımadığımı, X hanımın onları tanıdığını, sohbetlerine katıldığını, bazen beni de çağırdığını beyan etmiştim. Ben 2011-2013 yılları arasında tarihini tam hatırlamadığım bir dönemde sanık X ile birlikte çalıştım, o dönemde beni de sohbetlere bir kaç kez çağırmıştı, bunun dışında kendisi ile ilgili bir bilgim yoktur. Beni davet etmişti sohbete ancak ben gitmedim” şeklinde beyanda bulunmuştur.
TANIK X BEYANINDA: “Sanığın fetö terör örgütüne yardım edip etmediği hususunda bir bilgim yoktur. 2012 veya 2013 yılında 8 hafta ovaeymir Kuran kursunda kendisi ile beraber çalıştık. Ben orada fahri Kuran Kursu öğreticisiydim, sanık kadroluydu. Müftü Yardımcısı X ile X arasındaki tartışma sebebi ile beni çağırdı, ben kendisine sözlü ifade vermiştim. Ancak herhangi bir yazılı evrak imzalamadım. X, X şikayet etmişti diye hatırlıyorum. Tanıklık ücret talebim yoktur ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
TANIK X BEYANINDA: “Ben 2011 yılında Efeler İlçe Müftülüğüne atandım, 2015 yılına kadar beraber çalıştık, sanık da 2011 yılında naklen gelmişti. Yanlış hatırlamıyorsam 2012 yılı içerisinde X ile sanık arasındaki geçimsizlikten dolayı anlaşmazlık yaşandı. İdari olarak soruşturma yaptık, birarada çalışmalarının uygun olmayacağını değerlendirip birini Fatih Kuran Kursuna birisini de yunus Emre Kuran Kursuna atamasını yaptık, herhangi bir disiplin cezası verip vermediğimizi hatırlamıyorum. Sanığın fetö ile ilgili teması olup olmamasıyla ilgili herhangi bir bilgim yoktur Tanıklık ücret talebim yoktur ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLER:
1-Sanık savunması,
2-Sanığın nüfus ve adli sicil kaydı,
3-Bank Asya raporu,
4-KOM’ dan gelen yazı cevapları
5-Tanık beyanları
GEREKÇE:
FETÖ/PDY Terör Örgütünün 15/07/2016 tarihinde Türkiye Cumhuriyet Devleti’nin Anayasal Düzenini Karşı silahlı darbe teşebbüsünde bulunduğu, Anayasa Mahkemesi’nin 30/06/2017 tarih ve 30110 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 20/06/2017 tarih 2016/22169 Başvuru numaralı Kararında ayrıntıları açıklandığı üzere ” Yurtta Sulh Konseyi” ni oluşturan kişilerin FETÖ/PDY ( Fethullahçı Terör Örgütü ve Paralel Devlet Yapılanması ) üyesi oldukları, Uluslararası Güç Odaklarının da desteği ile esas itibari ile Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmış örgüt mensuplarınca bu darbe teşebbüsünün gerçekleştirildiği; Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 2017/1383 Esas, 2017/4553 Karar sayılı ilamı, 16. Ceza Dairesi’nin 2017/1443 Esas, 2017/4758 Karar sayılı ilamı ve Milli Güvenlik Kurulu’nun 26/02/2014 tarih ve en son 26/05/2016 tarihli kararı, bu karar içeriklerine göre adı geçen örgütün silahlı bir terör örgütü olduğu, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin huzurunu, Ulusal Güvenliğini tehdit eden yapılanma ve faaliyet içinde bulunduğu eğitim ve din alanındaki faaliyetleri ile toplumda meşrutiyet kazanmaya çalıştığı, kadrolarını oluşturduğu, Devletin bütün kurum ve kuruluşlarına sızdığı, örgütün üstte kainat imamı olan fethullah gülen’in elebaşlığında, kıta, ülke, eyalet, il, ilçe, semt, mahalle ve ev imamlarından oluşan dikey bir hiyerarşik yapısının bulunduğu, örgütlenmesinin imamlara bağlı zincirler şeklinde oluştuğu, yöneticisi ve üst kadrosu dışındaki diğer örgüt üyeliğinin bağımsız hücreler şeklinde örgütlendiği, hücrede yer alan bir örgüt mensubunun en fazla bir üst sorumlusunu veya altında bulunan örgüt mensubunu tanıdığı, Bylock adı verilen özel bir haberleşme programının kullanıldığı, örgütün para toplama ve mali kaynak oluşturmak amacıyla yasal görünümlü Bankasya isimli bankayı kurduğu, adı geçen bankanın 17/25 Aralık 2013 sonrası Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından denetim ve takibe alındığı, bankanın mali yönden bu denetimden kurtulması için örgüt lideri tarafından 25/12/2013 tarihinden sonra örgüt üyelerine bankanın desteklenmesi talimatı verildiği, örgüt üyelerinin yasal görünümlü bu bankanın örgüt liderinin talimatı doğrultusunda desteklenmesi cihetine gidildiği; örgüt mensuplarının örgüt liderinin talimatları doğrultusunda örgüt ile iltisaklı eğitim kurumlarına ve dershanelerine çocuklarını gönderdikleri, örgütün hakimiyetinde olan sendikaları üye oldukları, örgütün kontrolünde olan gazete ve dergilere abone oldukları bu faaliyetlerin tamamen örgüt liderinin talimatı doğrultusunda olduğu, örgütün bu şekilde faaliyette bulunduğu Yargı kararları ile Milli Güvenlik Kurulu’nun Kararı ile tespit edilmiştir.
SANIĞIN EYLEMLERİ, DEĞERLENDİRME VE SONUÇ;
İddianamede sanık hakkında, Bank Asya kayıtları, delil gösterilerek Fetö Silahlı Terör Örgütüne Yardım Etme suçundan dava açılmış, iddia makamının esas hakkındaki mütalaasında sanığın beraati istenmiştir.
Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak suçunun oluşabilmesi için eylemlerin süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik arz etmesi ve örgütün hiyerarşik yapısına dahil olunması, örgüte yardım suçunun oluşması için ise hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım edilmesi gerekmektedir.
Somut olayda;
Sanığın, örgütün finans kurumu Bank Asya ile çalışmasına 17-25 Aralık 2013 sürecinden yani örgüt elebaşısının “bank asyayı destekleyin” talimatından çok önce başladığı, talimattan önce de sanığın bank asyada katılım hesapları açtığı, her ne kadar sanığın bank asya hesabında 11.09.2014 tarihinde 1.200 TL, 15.09.2014 tarihinde 1.500 TL, 18.09.2014 tarihinde 2.000 TL , 20.02.2015 tarihinde 20.000 TL katılım hesapları açıldığı görülmüş ise de sanık savunmasında para işleri ile eşinin ilgilendiğini, bank asyadaki işlemleri kendisinin değil eşi X yaptığını beyan ettiği, tanık sıfatıyla dinlenen eşi X, söz konusu katılım hesaplarını kendisinin açtığını beyan ettiği, bankaya kayyum atandıktan sonra açılan 20.02.2015 tarihli 20.000 TL miktarlı katılım hesabının bankanın yönetiminin TMSF’ye geçtiği 29 Mayıs 2015 tarihinden sonra 21.08.2015 tarihinde kapatıldığı, mevcut delillerin sanığın örgütün talimatı ile bank asyayı desteklemek amacıyla para yatırdığını ispatlamaya yeterli olmadığı anlaşılmıştır.
Öğretmen olan örgüt mensuplarının genellikle örgütün amacı doğrultusunda kurulmuş Aktif Eğitimciler Sendikasına üye olduğu bilinen bir gerçek olup sanığın söz konusu sendikaya üyelik kaydı bulunmadığı da anlaşılmıştır.
Sanığın bylock kaydı bulunmadığı dosya içerisindeki 16.02.2017 tarihli Bylock Sorgu Tutanağından anlaşılmıştır.
Tanık beyanının 17-25 Aralık 2013 sürecinden öncesine ilişkin olduğu, cezalandırmaya yeterli olmadığı, tanık X ile sanık arasında geçmişte sorun yaşandığı savunma tanıklarının beyanları ile anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan hususlar, sanıkta örgütün gizli iletişim sistemi bylock programının tespit edilememesi, örgütün finans kurumu Bank Asyadaki işlemlerinin eşi tarafından yapıldığının savunulması, tanık beyanının bu savunmayı doğrulaması, ötedenberi sanığın katılım hesabı şeklinde işlemler yapması, örgütün çağrısı ile bank asyada işlem yaptığına dair delil bulunmaması, sanığın örgüte eleman teminine veya yasadışı faaliyetlerine katıldığına, örgütün gayrimeşru amacını bildiği ve örgütle organik bir bağ kurarak örgüt hiyerarşisine dahil olduğuna dair cezalandırmaya yeter delil bulunmaması, sanığın savunması birlikte değerlendirildiğinde, sanığın üzerine atılı Silahlı Terör Örgütüne Yardım Etme suçunu işlediğine ve hiyerarşik yapıya dahil olduğuna yönelik her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden, şüpheden sanık yararlanır ilkesi de nazara alınarak CMK’nun 223/2-e maddesi uyarınca sanığın beraatine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle sanığın CMK 223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE,
2-Yargılama giderlerinin kamu üzerinde bırakılmasına,
3-Sanık kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT’ye göre 5.450 TL vekalet ücretinin hazineden alınarak sanığa verilmesine,
Dair, Sanık ve müdafiinin yüzüne karşı, C.Savcısının huzurunda, yüze karşı verilen kararın tefhiminden itibaren 7 gün içinde mahkememize verilecek dilekçe veya tutanağa geçirilmek üzere zabıt kâtibine beyanda bulunmak veyahut da bir başka Ağır Ceza Mahkemesi aracılığıyla dilekçe gönderilmek suretiyle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ilgili ceza dairesince incelenmek üzere İstinaf yolu açık olmak üzere ve mütalâaya uygun oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/11/2019

Başkan 42167
e-imzalı
Üye 195802
e-imzalı
Üye 189850
e-imzalı
Katip 136874
e-imzalı

SAY KODLAMASI BERAAT

T.C.
AYDIN
3. AĞIR CEZA MAHKEMESİ                                                                                                                                     BERAAT

DOSYA NO : 2020/XXX
KARAR NO : 2020/XXX
C.SAVCILIĞI ESAS NO : 2020/XXX

GEREKÇELİ KARAR
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
C. SAVCISI :
KATİP :

DAVACI : K.H.
SANIK :
MÜDAFİİ : Avukat Orçun Akbulut, Aydın Barosu
GÖZALTI TARİHİ : 16-22.04.2019 ( 6 gün)
TUTUKLAMA : iş bu suçtan tutuklu kalmamıştır
SUÇ : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma
SUÇ TARİHİ ve YERİ : 28.04.2019; Aydın
KARAR TARİHİ : 02.10.2020

Sanık hakkında Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Aydın Cumhuriyet Başsavcılığının 17/06/2017 gün ve 2020/2635 esas sayılı iddianamesi ile, şüphelinin dosya içinde mevcut veri inceleme raporundan ve aleyhe beyandan anlaşılacağı üzere örgüte kendine adadığı ayrıca örgüte 200_TL tutarında himmet verdiği, örgütün sohbetlerine katıldığı, aynı okulda okuduğu başka öğrencileri örgüte katılımını sağlamak amacıyla örgütün bu etkinliklerine davet ettiği böylelikle şüphelinin üzerine atılı FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği iddia olunarak sanığın cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış,
İddia makamı esas hakkındaki mütalaasında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından FETÖ silahlı terör örgütü ile ilgili olarak yürütülen soruşturmalar kapsamında gizli tanık garsondan ele geçirilen micro-sd’de yer alan bilgilerde sanığın SAY kodu verilerek örgüt üyesi olduğu ve himmet adı altında maddi yardımda bulunduğunun belirtildiği, örgüt tarafından organize edilen sohbet toplantılarına katıldığı, bu toplantılara aynı okulda okuduğu başka öğrencilerin katılımını sağlamak üzere davet ettiği, alınan beyanlar, dosyada mevcut diğer belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde sanığın silahlı terör örgütüne üye olmak suçunu işlediği sübuta ermekle sanığın 3713 sayılı TMK’nun 7/1 maddesi delaleti ile 5237 sayılı TCK’nun 314/2, 3713 sayılı TMK’nun 5/1 maddesi gereğince cezalandırılmasına, verilecek cezanın TCK’nun 58/9 maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, işlemiş olduğu kasıtlı suçtan dolayı belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına, göz altında ve tutuklulukta geçirilen sürelerin infaz aşamasında verilecek cezadan mahsubuna karar verilmesi, talep olunmuştur.

SAVUNMA:
Sanık, üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, SAY diye bir kodun olduğunu gözaltına alındığımda öğrendim, terör örgütü ile alakam yoktur, hayatım boyunca aynı çizgide ve hiçbir gizli bir gündemim olmadan yaşam tarzımı sürdürdüm, muhafazakar bir yaşam tarzım bulunmaktadır, ibadetlerimi elimden geldiğince yaparım, alkol kullanmam, sigara içmem, hayatımda hiçbir dönem olağanüstü bir durum gündeme gelmedi, böyle bir yaşam tarzımdan dolayı kodlanmış olabileceğimi düşünüyorum, Semih isimli arkadaşım hakkımda ifade vermiş, ben polis okulundayken sınıf başkanıydım, aynı zamanda okul idaresinin sinema, tiyatro gibi etkinliklerinde de yardımcı olur aktif görev alırdım, bu nedenle bilinen bir kişiydim, hiçbir zaman bu yapının etkinliklerine davet etmedim, okul müdürünün söylemesi ile etmiş olsam olsam okulun etkinliklerine davet etmişimdir diye düşünüyorum, hakkımdaki aleyhime olan böyle bir beyanı kabul etmiyorum, beraatime karar verilmesini talep ediyorum, şeklinde savunmada bulunmuştur.
BEYANLAR:
Tanık XXXX talimatla alınan beyanında: “Ben bu konu hakkında hazırlık aşamasında beyanda bulunmuştum. O beyanlarım doğrudur, aynen tekrar ederim. Sanık XXXXXX benim polis okulundaki sınıf arkadaşım, aynı zamanda sınıfımızın başkanıdır. Biz zaten rutin olarak arkadaş grubumuzla aktivitelere katılıyorduk. XXXXXX özel olarak örgüt programı kapsamında bizi organize ettiği doğru değildir. Bildiğim kadarıyla XXXXXXX bu yapı ile herhangi bir irtibatı yoktur. İki yıl boyunca aynı sınıftaydık. Örgüt üyeliğine ilişkin herhangi bir bilgim de görgüm de yoktur. önceki ifademde ifadem alınırken bu organizasyonları örgüt kapsamında XXXXXX düzenlediği belirtmişim gibi yazılmıştır. Ancak ifademde de belirttiğim gibi bizim yaptığımız toplantılar genel arkadaş grubu ile her zamanki olan sohbetlerimizdir. ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLER
1-Sanık savunması,
2-Sanığın nüfus ve adli sicil kaydı,
3-Bank Asya Hesap hareketlerine dair müzekkere cevabı
4-Tanık beyanı
5-Aydın İl Emniyet Müdürlüğü’nün sanık hakkındaki araştırma tutanağı,
7-Sanıktan ele geçirilen dijital meteryaller üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Silahlı terör örgütü üyeliği suçu; silahlı bir örgütün kuruluş amaçlarını, faaliyet ve eylemlerini benimseyerek gönüllü olarak örgüt hiyerarşisine dahil olmayı tercih etmek suretiyle işlenmektedir. Bu bakımdan eylemin iradi olması ve örgüte iştirak bilinç ve iradesiyle hareket edilmiş olması gerekir. Suç, örgüte üye olma fiilinin gerçekleştiği anda tamamlanmakla birlikte, üyelik süresince eylem temadi etmektedir. Failin, süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gösteren eylem ve faaliyetleri silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturacaktır. Ancak faile, örgüt tarafından verilen önemli bir görev veya sorumluluk, tek başına failin örgüt üyesi olduğunu ortaya koyabilecektir. Öte yandan örgüte üye olmak, fiili bir katılma olup örgüte üye olmak için örgüt yöneticilerinin rızasının varlığına gerek yoktur, tek taraflı iradeyle bile örgüte katılmak mümkündür.
FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün amacı, yapılanması ve eylemleri ile ilgili olarak benzer konuda İlk Derece Mahkemesi sıfatı ile verilmiş ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 26/09/2017 tarihli kararıyla onanan Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 24/04/2017 tarihli, 2015/3 esas ve 2017/3 sayılı kararında, FETÖ/PDY adlı silahlı terör örgütünün, küresel güçlerin stratejik hedeflerini gerçekleştirmek üzerine kurulan bir maşa olarak; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda belirtilen Cumhuriyetin temel niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türkiye Devletini ve varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini yıkmak ve daha sonra ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini bozmak amacıyla kurulmuş bir terör örgütü olduğu, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 1.maddesinde tanımlanan, amaca ulaşmak için silah başta olmak üzere her türlü cebir ve şiddeti araç olarak kullanan 5237 sayılı TCK’nın 314/1-2. maddesi kapsamında silahlı bir terör örgütü olduğu belirtilmiştir.
SANIĞIN FETÖ/PDY TERÖR ÖRGÜTÜ İLE OLAN İLİŞKİSİ VE BU BAĞLAMDA YAPILAN DURUŞMA SONUCUNDA HUKUKİ DURUMUNUN TESPİTİ:
Sanık hakkında ,FETÖ/PDY silahı terör örgütünün Emniyet Genel müdürlüğü personelini fişlediği bu kapsamda şüpheli ile ilgili yapılan tespitte şüpheliye “2015 Mart Alan kısmında SAY kodunun verildiği yani bunun karşılığının şüphelinin fetö mensubu olup, her şeyiyle teslim olan ancak yöneticilik vasfı bulunmayan polis memurunu ifade ettiği ,şüphelinin her ay örgüte 200,00-TL himmet verdiği, örgütün sohbetlerine katıldığı, aynı okulda okuduğu başka öğrencileri örgüte katılımı sağlamak amacıyla örgütün bu etkinliklerine davet ettiği böylelikle şüphelinin FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği gerekçeleriyle iddianame düzenlendiği anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, araştırma tutanakları, iddia, tanık beyanları, sanık savunması ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak suçunun oluşabilmesi için eylemlerin süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik arz etmesi ve örgütün hiyerarşik yapısına dahil olunması gerektiği, örgüte yardım suçunun oluşması için ise hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım edilmesi gerekir.
-Sanığın örgütün gizli haberleşme aracı Bylock programını kullanmadığı tespit edildiği,
-sanık hakkında aleyhe tanık beyanının bulunmadığı,
-sanıktan ele geçirilen dijital meteryaller üzerinde yapılan incelemede herhangi özellik arzetmediği anlaşıldığı,
-sanığın Bank Asya hesap hareketleri incelendiğinde ,sanığın şüpheli bir işlemine rastlanmadığı, ilgili banka hesabını sadece kredi kartı olarak kullandığı, bu kredi kartının da en son 2013 yılının Aralık ayında kullandığı anlaşılmıştır.
Sanık savunması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanık hakkında SAY kodu ile fişleme yapılmış olması, yine bu fişlemede FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne aylık 200,00-TL yardım yaptığı yönündeki verinin tek başına süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik arz eden eylemler niteliğinde eylemleri kanıtlayacak nitelikte bulunmadığı, sanığın örgütle organik bir bağ kurarak hiyerarşisine dahil olduğu yönünde gizli tanık “garson” tarafından ibraz edilen micro SD karttaki fişleme bilgileri dışında delil bulunmaması, gizli tanığın beyanı tek başına mahkumiyete esas delil teşkil edemeyeceğine ilişkin tanık koruma kanunundaki amir hükme göre gizli tanığın ibraz ettiği veya edeceği belgelere de tek başına mahkumiyete esas teşkil edemeyeceği, soruşturma aşamasında beyanı alınan tanık XXXXXX kovuşturma aşamasında, sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile bir bağlantısının olmadığı, sanık XXXXXXX özel olarak kendilerini örgütsel bir program ile organize etmediği yönünde beyanda bulunduğu anlaşılmakla sanık hakkındaki delillerin, sanığın örgüt hiyerarşisine dahil olmayı zorunlu kılan terör örgütü üyeliği suçunun ve hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım edilmesini zorunlu kılan terör örgütüne yardım etme suçunun oluşması için de yeterli olmayacağının açıkça ortada olması dikkate alındığında yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle sanığın CMK 223/2-e maddesi uyarınca beraatine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Sanık XXXXXXX üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği yönünde her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden sanığın CMK’nin 223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE,
Beraat eden sanığın gözaltında kaldığı süreler ile ilgili CMK.nun 141/2 maddesi uyarınca TAZMİNAT HAKKININ BULUNDUĞUNUN HATIRLATILMASINA (hatırlatıldı),
CMK’nin 324/4. maddesi gereğince, yapılan yargılama giderlerinin kamu üzerinde bırakılmasına,
CMK’nin 324/1 ve 327/2. maddeleri ile 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesi ve Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 4, 14/4 ve 21 maddeleri gereğince, beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanığa hüküm tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 6.810 TL maktu vekalet ücretinin hazineden alınarak sanığa verilmesine,
5320 sayılı Kanunun 16.maddesi gereğince, hüküm kesinleştiğinde kesinleşme şerhli bir suretinin soruşturmada görev alan kolluk birimine ve 657 sayılı Kanunun 131/3 maddesi gereğince sanığın bağlı olduğu bakanlık veya kurum veya kuruluşa gönderilmesine,
Sanık hakkında verilen CMK.nın 109/3-a maddesi uyarınca yurt dışına çıkışının yasaklanması yükümlülüğüne ilişkin uygulanan adli kontrol tedbirinin karar kesinleştiğinde kaldırılmasına, karar kesinleşinceye kadar devamına,
Aydın Adli Emanet Memurluğunun 2020/596 esas sırasına kayıtlı adli imaj ve exportların bulunduğu 3 adet DVD’nin dosyada delil olarak saklanılmasına,
Aydın Adli Emanet Memurluğunun 2020/596 esas sırasına kayıtlı 1 Adet Samsung Marka Cep Telefonu ve 1 Adet Avea Sim Kartın karar kesinleştiğinde sahibine iadesine,
Dair, sanık ve sanık vekilinin yüzlerine karşı, Cumhuriyet Savcısı XXXXXXX katılımıyla, mütalaaya aykırı olarak verilen karara karşı tefhim tarihinden itibaren yedi gün içerisinde hükmü veren Mahkememize bir dilekçe verilmesi ya da zabıt kâtibine beyanda bulunup tutanak tutturup hâkime onaylatmak veya bir başka ilk derece ceza mahkemesi aracılığıyla dilekçe gönderilmek suretiyle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02.10.2020

Başkan 41868
¸
Üye 189850
¸
Üye 193637
¸
Katip 182703
¸

Whatsapp ile ulaşın bize
Whatsapp'a gönder

Bu Sayfadaki İçeriği KOPYALAYAMAZSNIZ !!!